Aynanın karşısında kıpırdamadan bekliyordu. Bir gün önce gördüğü gözleri hatırlayarak. 

Gecenin sessiz saatlerinin getirdiği korku ve telaşla birlikte üstündeki paltonun yürüdüğü yolun çamurlarını bile temizlediğinin farkında değildi. Petersburg Sokağı'na tam döneceği an karşı sokaktan gelen ses üzerine irkildi. Adımlarını hızlandırarak devam etmek istiyordu ama küçük bir kız çocuğunun ağlamasının çıkardığı ses olduğunu anlaması çok geç olmadı. Bir Petersburg Sokağı'na bir sesin geldiği sokağa bakıp duruyordu. Bir karar vermesi gerektiğini biliyordu. Cesaretini toplayarak sese doğru yavaş adımlarla yürümeye başladı ve kızın gözleriyle karşı karşıya kaldı. Çocuk korkarak sokağın derinliklerine kaçtı. Sokağa girdiğinde çocuk korkup daha sesli ağlamaya başlamıştı. Elsa, çocuğu sakinleştirmek için sessizce saçını okşayarak "Sakin ol küçük kız, korkma, sana zarar vermeyeceğim. Ağlama lütfen." dedi. Aradan biraz zaman geçtikten sonra çocuğun ağlama sesi kesildi ve bir yandan akan burnunu koluna silerken diğer yandan Elsa'nın gözlerine bakıyordu. "Bana yardım et lütfen. Korkuyorum, buras... burası çok karan... çok karanlık korkuyorum." dedi küçük kız. Elsa çocuğa sarıldı ve bir süre öyle bekledi. Çocuğu alıp hızlıca evine götürüp yatırdı.

"Elsa! Elsa hazırlan, konuşma yapma sırası sana geldi Elsa." dedi kurum görevlisi. Elsa aynadaki hatıralarından ayrıldığında önündeki gazetede, evinin yakınındaki sokakta ölü bulunan kız çocuğunun katili bulunduğu yazıyordu. Ve Elsa aynaya son kez bakıp aynayı paramparça etti.

"Evet saygıdeğer konuklarımız, şimdi konuşma yapması için alkışlarınızla Elsa Petroviç'i sahneye davet ediyorum." diyerek konuklara ve Elsa'ya seslendi güvenlik görevlisi. Elsa sahneye çıktı ve önündeki metni okumak için kalabalığı susturmaya çalıştı: "Çok teşekkür ederim. Sağ olun. Sessizlik lütfen. Burada toplanmamızın sebebi evsiz ve yardıma muhtaç insanlara maddi ve manevi yardım etmek. Kurumumuzun kurulduğundan bugüne kadar tek amacı bu olmuştur."