ben içindeki en uzak göz

kimse bilmiyor seni tıka basa sevdiğimi

bilseler kendimi sürgün edeceğim


yaşam pazarları kurulmuş bugün

tezgahlarda sevmek ucuzluğu

kış günleri ve erken inen akşamlar falan

ne zaman birine heveslensem

içre yerlerimde soğuk ve soluğum eksik

senin tezgahında gündelik beklerim

cebim delik ve düşlerim tutsak

benim gözlerim geçiyor mu sizin oradan?


bana bak beni gör

böylelikle başkaya bakacak vaktim

kalbimi unutacak yerlerim olur

seni sevmek yalnızlık yaratıyor

bilmiyorsun.


hiç iyi değilim

en dış yerlerim bile uluorta,

sen yoksan yalın zihnimde can kırıkları

içim öldürmeye hevesli bir çocuk sanki

düşmedim hiç kendime hasta diyecek kadar.


cepsizim

üstelik unuttu hastanedeki kadın adımı

alsam başımı bir uzağa gitsem

baksam ki yaşıyorum

baksam ki sararmış ağaçlar ve durmamış bulut

baksam ki alabildiğine yalnızım

baksam ki etim sende ve kemiklerim sahipsiz

tenim yabancılara açacak kadar cehennem

baksam ki hâlâ hâlâ ve hâlâ

sensiz yapabiliyorsam 

bilmiyorum

bu nasıl sevmek?


nasıl söylerim bilmiyorum

fakat susarsan eşlik ederim

serilir ses tellerim

yürek geçiyor mu sizin oradan?