Yine başlamıştı bendeki yola gitme eylemleri. Artık bulunduğum mekan fark etmeksizin gözlerimi kapatıp ordan uzunca bir seyahate çıkıyorum. Bu kez seni de yanıma alıyorum. Hadi gel kavgalarımızı orda yapmaya başlayalım. İlk adımı atmaktan yoruldum diye söze başlıyorum sana gelmek bende ki beni eksiltmeye başladı. Bir adım sen bir adım ben gelmeliydik ama ben sana koşar adamlarla gelmeye başladım. Ve şimdiden yoruldum. Dinlenmeliyim biliyorum ama seni bile orda yakınımda istiyorum. Seni bu kadar çok seviyorken neden sen de beni sevmiyorsun diye soruyorum kendime? Sahi beni neden sevmiyorsun? Tereddütlerimiz bile aynî paydada buluşuyorken sen ben de hangi oranda atıl gördün? Tutturduk öyleyiz de böyleyiz diye aslında biz tek başımıza kişi ama bir araya gelince hiç olmaya başladık. Koca bir hiç bu kadar anlam içerir mi? Bulunduğum yerden bakınca evet çokça da anlam içeriyor. Bu hiçliğe arkamı dönmeye az kaldı. Gidiyorum artık ben. Burdan dönüş olur mu bilmem ama ben burdan kendi elimden tutup yol almaya başlıyorum. Şimdi gözlerimi açacağım ve seni tekrar yerine yerleştireceğim. Ve sen bana bakarken aslında ben buradan yola çıkmış olacağım... Beni bulmaya çalışma...