Ey ölümün çatal devirli merhalesi
Ey!
Gözlerini tahta sapanla yaraladığım güngörmez cellat
Arzularından türeyen bütün cüretinle karşındayım
Ateşlerimin o barut kokan ellerini yuttuğu gibi
Kitabımla dilinden kopacak kadim fırtınalarım
Yasalarım tüm erdemlerimi sulayacak
O ki!
Dudaklarımdan köpüren bozgun öfkelerimin galibi
Bana muştu dolu haberini getirecek hıncımın
Ey namzetime asık suratıyla vadedilen yalan!
Senin kulaklarındaki o sağır tonlamasıyla
Tanrımdan bir sayha kapıverecek devrini
Kibrinin ve sinirleri alınmış şehrinin avlusunda belirdiğinde talan
Bir deli vilâyet olacak sükûnetin katı zehrine bulanmış şehrin
Hissettiğinde ellerimde azat ettiğim kölelerin
Kölelerin ki senin kargır bileklerinden uzaklaşan
Her menbaından su taşıyacaklar benim kuyularıma
Seni boynundan boğdurduğum yerimde ki ağarınca tan!
Çamurdan bedeniyle halkım senin soytarı kişnemelerini susturacak
Bir dağdağa alıkoyacak bedenini, alevlerimle yanacaksın
Sesimi unuttuğunda figan
Unuttuğunda figan dolu avcuna bırakacaksın
Tükenmez ağlayışlarını
***
Ey!
Göklerimde yankılanan çığırtkan şimşeklerim
Yüreğimin duman yüklenmiş sızlayan namlusu
O zâlim ki benim halkıma hilesiyle unutturdu geçmişi
İflah olmaz ucubelerini saldı toprağıma
Toprağımda bin bereket köreldi, mahvetti ekinimi
Ey dağlardan inen yılan kusan zehir!
O belânın afeti aldı da götürdü ötelerimi
Heyula kapıverdi insanımın zihnini, kulaklarından fışkıran
Benim ötelerim dağlarıma yanaşan çınarlar gibiydi
Dağlarımdan inen kızgın nehirlerim
Nehirlerim kıyısında ki kıyısı bin renkten doğmuştu
Pak suları hiddetini taşırırdı abraş yüzlü yetimlerin
Karanfilim ve korkudan korkan başıbozuk tomurcuğu
Halcyon ötüşleriyle türetti gölgemde filizlenen geleceği
Gelecek; bin yıl içinde tamı tamına bin yetim fil yavrusu
Ey baştan çıkarıcı iyilik hazinesi!
Halkıma erdemlerini unutturan bir iblis gördüm geceleyin
Silik bir yüzü vardı, katran tutmuş saçlarına kanımı zerk etti
Zerk etti ki bedenimden türeyen tüm öfke damarlarım dinsin
"Benim için öfke çağında söylediğim o söz en yüksek eylemdi
Nipson anomēmata mē monan opsin!"
Ah ki! İnkâr ile kıyaslandığında ne yılmaz bir gerçeklik
İhanet nedir bilinmezdi benim toprağımda doğurgan iblisten evvel
O iblis, kabuksuz yaralarından usanmadan
Ufkuma bir düşünememe tortusu bırakmak için
Balçıklarından halkıma yedi deli oğlunun kanını akıttı
Her birinin bakışları diğerinden daha haşin yedi oğlunu ki
Kutsadığında onları yegâne duyusu
Kuru zihnindeki, halkımı susturmaktı
Her birinin zincirleriyle bir haşarı oğlan çocuğu gibi
Bir buzağı gibi eğitti, ağulu yivgi
***
Ey Dionysos meydanlarının akıl durduran güzelliği
Kapılarından vurulduğum tokmak, ölü bakirenin evi
Gece ayinleriyle ruh çağıran azgın Vesta rahibeleri!
Kehânetleriniz durduramadı ne hıncımı ne de kinimi
Sonra gördüm ki yüzleri kararmış geleceğim simsarlarınızın
Ve duvarlarınızdan sarkan üzeri karalanmış o büyük söz!
"Amor Fati"
Ey tükenmiş taşlardan oyulma senatonun augurları
Magenta rengi doğduğu gün mü unuttunuz neslinizi?
Nerede adanmışlık, erdem ve inanç tapınakları?
Hani okunurken yarım bırakılmış o kutsal kitaplar?
Kayalarımda yankılanan; Non legor, non legar!
Belinize vurgun, terzi atölyemden sıçrayan kutsal çıban
Nerede yedi ilim merhalesi ve sanat, İdris'in dudağından yapıtlar?
Gözleri yasak ettiğiniz duvarınız ki kâğıtlarımla yıkılan
Hangi cehenneminizde cehaletinizle yanacak fidanlar?
***
Ey merhametsizlik çağının merhameti, kapitol kurtarıcıları!
Göğsüne bir sancı saplanıyor benim memleketimin
Durulmuyor ve beklenmiyor artık pencerelerimde
Ben ne zaman bir nutfeden doğsam da yüz çevriliyor yazgıma
Yüz çevriliyor çünkü odamın duvarlarına sırtlarını dayamışlar
İstiyorlar ki doğumum artık dişlerini göstermesin
Öyleyse gelin ve kurtarın derbeder bacaklarından kaderimi
Kurtarın çünkü aşılmış duvarlarımın dibindedir korkuluk
Beni yıldırtan yaralarıyla, sevgilimi öpüşleriyle korkutan
Benden ölümü saklayan
Fakat ne lânetli bir faciadır ki o!
Tanrısı susmayı emrettiğinde kahkahalar atıyor duvar diplerimde
Salyalarıyla geliyor üzerime, kanı birikiyor dudaklarına
Son sözünü istiyor bedenimden, çünkü
"Gerisi suskunluk..."
Turkuaz
2021-07-12T11:40:16+03:00@jean valjean Yorumlarınız beni yazma konusunda hep diri tutuyor , çok teşekkür ederim dostum :)
Jean Valjean
2021-07-12T11:36:52+03:00Genel itibarıyla güzel bir şiir olmuş. Üslubunuzu beğeniyorum. Emeklerinize sağlık. :)
Turkuaz
2021-07-12T10:35:38+03:00@neslihan kızıl Çok teşekkür ederim :) Şiiri yazıya geçirirken mutlaka Ey nidasının sayısını azaltarak düzeltme yapacağım. Ben de tekrar okuyunca fark ettim bir kaç tanesi kesinlikle fazla gözüküyor , sağolun :)