camları tırnaklıyorum günlerdir 

gözlerim buğulanıyor

uzaklarda kalmış bir kadının ismini belki

belki de legaliteyi istismar eden sloganlar

hep bunlara dair yazıyorum 

kimseler görmeden


kimseler görmemeli beni 

ne zamandır böyle yaşıyorum

utangaç şiirler yazarak vapurlarda

kendimi bulmaya çalışıyorum

ve kayboluyorum kelimelerle oynayan

saçı sakalına karışmış feylesof kitaplarında


dostum olan yalnızlığı alıyorum yanıma

bir solukta istiklal'e çıkıyorum tarlabaşı'ndan

koynumdan içeri giriyor yağmur

yüreğimdeki boşluğu onunla dolduruyorum

hiç unutmak istemiyorum

sahi bir kadın vardı ya

hani şiirler okurdu yorulmadan bir solukta

adaçayı demleyip ilkbaharlarda

hasta gecelerimi iyi ederdi

susamışken gençliğimin yokuşlarında

bir yudum sevginin 

beni zil zurna sarhoş ettiği günlerdi


şimdilerde bana bir durgunluk gerekmiş

o melankoliyle köpürmüş günlerin

sevmek istenciyle kabarmış yüreğimin

ve o serseri hissin dalgalarının ardından

tırpanlayarak dilimdeki susuşu

hüznün yabanıl otlarını

yeniden gövertmeliyim kentlerde

dayatılan acuze bir yaşamın 

direngen umutlarını


paramparça edilmişse insanlık

bir dikiş tutturamazsak gayrı

sınıfımın kiniyle yamayacağım

sökülen, yırtılan ne varsa

insanlığa dair kalan

üstümüzde başımızda


sevgiyle öreceğim yaşamak için 

gelecek güzel yarınları

kumsala ulaşabilmek için

denizsiz bırakılmış kentlerimizde

dostlarla sökeceğiz biliyorum

sokaktaki kaldırım taşlarını


işte bu sarı yapraklarla birlikte

benim,

dolambaçlı yollarda savrulan

öfkem, nefretim, kinim...

tuttum yüreğimin avuçlarında bunca zaman

onları birlikte fırlatacağız düşmanlarımıza 


ve bir gece daha başlıyor şimdi

öfkem ve sevgimi düşlerimde saklıyorum

çünkü biliyorum artık

"sevmektir bizi bunca güçlü kılan"

başka türlü nasıl kurtulurum ki

bilmiyorum

gözlerimin buğusundan