Sarılmak alıyor aklımı başımdan.

Ellerini tutmak bir yana,

Ellerine dokunabilmek çözünce dizlerimi,

Akıyor içimden bir çocuğun ellerinden akan,

Yerlere damlayan dondurma misali.

İçim gidiyor sana,

Kendime gelememenin hüznüyle,

Sana doğru çekiliyor bedenim.

Eksenimde dönmeyi unutmuşum,

Şaftirik bir gezegenim.

Aşkın kütlesine kapılmışım.

Hep yanı başında almak istiyorken nefesimi,

Döndürüp durmaya başlıyorsun beni.

Başım mı dönüyor?

Sen mi dönüyorsun?

Çünkü dünya duruyor gibi.

Özellikle sana bakınca,

Ayrı bir zaman akışın var.

Sende geçen bir saniye,

Dünyanın bütün bir ömrüne bedel gibi.

Başlangıcından başlıyor her şey.

Toz ve gaz bulutundan alıyor dünya kendini,

Sana baktığım ana kadar getiriyor beni.

Bir hayat bitiyor,

Başka bir hayat başlıyor sana bakarken.

Parmak aralarımdan akan tatlı dondurmam,

Hüzünlü bakışlarım,

Ve senin bu çaresizliğime karşı,

Dudaklarının kenarlarında ki kırışıklıklarla,

Gözlerinin içinde ki parıltılarla,

Bana bütün hüznümü unutturan gülümsemen.

Keşke çocuk olsam yeniden,

Ağlasam diyorum,

Gözlerinin içine bakarken.