Ruhum şu anda her şey için acı çekiyor. Olmaktan, olmamaktan, her şeyden acı çekiyorum. Güzel öten bir kuş, gülümseyen bir çocuk, sebepsiz yere can yakan insanlar yüzünden. Kimin ne yaptığı önemli değil. Şu an bedenimin içine sıkışmış ruhum her şeyiyle bedenime eziyet ediyor. Bu bedenden kurtulmak için var gücüyle çabalıyor. Ben bu satırları gözüm kapalı yazıyorum. İntihar etmek istemiyorum çünkü yaşıyor gibi değilim. Kitap okumaya kaçtım, burada da buldu beni. Tek çarem olduğunu düşünüyorum. Tek bir çareye muhtacım. O çare için tüm yollar kapalı. Çoğunu ben kapattım. Belki de hepsini ben kapattım, bilmiyorum. Şu an umrumda da değil. İçerideki dışarıdakini hapsetmiş. Bir zamanlar bütün dünyayı kendi dışıma hapsettiğimi hissettiğim gibi. Gardiyanı olduğum hapsin şu an tek mahkumuyum. Tek kurtuluşum var. Beni kurtuluşa ulaştıracak olan şey için sonuna kadar mücadele etmek. Kaybetme lüksüne sahip değilim ama kazanma becerilerimden de yoksunum artık. Bu son savaşım olabilir, ilk mağlubiyetim olmayacak sonuçta. Defalarca yenildim, yine yenilebilirim. Bu işi yeterince iyi yapıyorum. Ruhum yeniden sıkışıyor. Derin nefes almam lazım. Nefes alıyorum. Atakların şiddeti azalmış gibi. Yazmak iyi geldi. Kaybedeceğimi bildiğim savaşı yaşamak bile iyi geliyor. Galiba sonucu önemli değil, önemli olan mücadele etmek, savaşmak gibi duruyor. Savaşacağım. Kendime söz veriyorum.