İnsanoğlu, büyülü geleceğine büyük adımlarla ilerliyor. Her gününü, bir önceki gününden farklı olması için kendine yalvarmakla geçiriyor. Zaman geçtikçe insanın arkasında saklandığı ışıltılı pelerini aşınıyor. Tüm insanlık bunun farkında. Oysa onlar en parlak ve en gösterişlisi olmak için her gün kendilerinden nefret edip sürekli yükselen tatmin olma sınırına, tüm ilgiyi kendinde toplamaya çalışarak dokunmaya çalışıyor. Herkes dünyayı kendi gözünden görebildiği için kendini her şeyin merkezinde hissediyor. En önemli kişi ve vazgeçilmez olarak... Ama gerçek şu ki; hiç kimse önemli ya da vazgeçilmez değildir. Bunu fark eden insanın karşısına iki yol çıkar. Birincisinde, kendini önemli ve işe yarar birisi gibi hissetmek ve yalnızlığından kurtulabilmek için hayatını büyük yanılgılar içinde saçmalıklarla harcamak. İkinci yolda, bütün bu olanları uzaktan izlemek ve tebessüm etmek.