Şehrin kokuşmuş griliği, parıltılı kolyeler,

Örtmeye çalışıyorlar pisliği tomarla dolarla.

Aldatılmışlık ve aldanmışlık çığlıkları,

Kulaklarımı tırmalıyor ahenkli yalanlarla.

Kafamı yerden kaldırmak istemiyorum,

Kulaklarımı tıkadım, bu zillet değil.

Kafamı dünyaya çevirmek istemiyorum,

Kulaklarımı tıkadım, bu cinnet.

Güzel olan her şeyin ölçüsü bana,

"Yaşayamayacağı kadar olmak" ile ölçüldü.

Güzel olan üstümde defolu bir gömlek,

Güzel olan belkide ve sadece :

Gömleğimde birkaç kurşun ile bilmek.

Mide bulantıları ve halvet

Geçmiş öyle ya da böyle gelecek.

Allah'ım bana da mı cennet,

Bana da mı cinnet ?