Sabah etmeden uyutmadı yokluğun yine
Bir de yağmur senfonisi çaldı,
Tek çam penceremde
Kan çanağı gözlerim ibretlik
Cenin halindeyim,
Nasıl ısınsam
Gözlerim sırılsıklam
Sarp Torosları aşıp,
Son defa süzmek için seni;
Dehşeti seyre kaldım
Çıplak ayaklar, kıran vurmuş ense ucum,
Zincire vuruldu
Daha dün devaydın, zehroldun
Budanmış dertler filizlendi zamanla
Suskunluk çığlıklara kavuştu
Kana kana içilmiş şaraplar
İncir ağacında garip yaprağı savurdu
Her biri bir yana gitti karbeyazı kuşların
Göğün kaçıncı katıydı bilmiyorum
Birbirine sarılarak öldü papatyalar
Yine yalnız kaldı gül kuruları