Sen bir kişi
Gözlerinde bir kişi
Karşı karşıyasınız
O gün, orada, her nasılsa
Bir tek ikiniz varsınız
Birbirinizle sözleşmişsiniz
Olan olmuş, buluşmuşsunuz
Ben bir kişi
Sen bir kişi
Karşı karşıyayız
Birbirimize bakmaktayız
Birimiz kırgın
Birimiz çılgın
O gün, orada, her nasılsa
Güneşi düşlemekteyiz.
Kulaklarımızı kelepçelemişiz.
Güneşin dehşetengiz ışıltısı,
Gözlerimizi kör ederken
Özgürlüğümüzü müjdeler.
Efendim? Ne dediniz? Anlamadım.
Hayır, hayır canım.
Aman efendim. Kulunuz değilim.
Karanlık gecelerimi farelere verdim ben.
Geride bana boyun eğdirecek kalmadı ki..
Olmaz olmaz ki, insan insana kul.
Çek çizmeni yüzümden.
Güneşi düşlemekteyiz.
Gölge etme faşist it.
Dildeki zorbalığı yak
Zorbanın önüne yatmak
Ancak ve ancak bizi köpek edecek.
Köpek ve itaat kadar yakın olacağımıza
Kedi ve ciddiyet kadar uzak olaydık ya
Buyurun efendim dedi. Yürüyoruz yol yakın. Yola gidiyoruz. Yol nerede bilmiyoruz. Yola varmak için gidiyoruz. Bulacağız. Neresidir, nasıl gitmek gerekir. Arayıp sorup soruşturup öğreneceğiz. Bir sürahi suyu hep beraber bitireceğiz. Yola varana kadar bir daha durmayacağız...
İç, geçmiş düştür.
Sıç, sürahim boş..
İkimizden birimiz.
Ya yazıyız. Ya turayız.
Rast gelecektir.
Umut sıçmak kadar doğal ve gereklidir.