on üç yıl kadar önceydi, kan revan içinde küçük ben

kafamın içindeki arbededen sağ kurtuldum

kayarak düştüğüm zemine kafamı vurdum

yerden kalktığımda babama koştum

güldüm, "baba, ben cenneti gördüm."

babamla uzun uzun konuştuk, anlattım

önce her yer karardı, sizi duyamadım

sonra her yer bembeyaz oldu kelebekleri gördüm

acı bir olaydı benim için, ruhumun sancısı

babamla hala güleriz.


on yıl kadar önceydi, salya sümük ağlarken ben

yalnızım diye düşündüm, gitsem keşke bu dünyadan

o zamanlar arkadaşsız olmak ağır gelirdi bana

sonradan alıştım, babama koştum

güldüm, "baba, ben bana arkadaş oldum."

babamla uzun uzun konuştuk, anlattım

önce koskoca dünyada bir ben kaldım

sonra güneş açtı, yanımda ben vardım

kötü bir olaydı benim için, kalbimin sancısı

babamla hala güleriz.


sekiz yıl kadar önceydi, dengemi bulamazken ben

anne beni sevsene, diye düşündüm

sevdiklerimin beni, benim onları sevdiğim kadar sevmemesi adil gelmezdi bana

n'olurdu bana kızmasa, öpse beni, sarılsa bana, kurtarın beni buradan

kimse kurtarmadı beni, babama koştum

gülümsedim, "baba, niye kurtarmadın beni?"

babamla uzun uzun konuştuk, anlattı

böyle şeyler insanla insanın arasında olurmuş

kendim kurtarabilirmişim ancak kendimi, sevgiyle

kurtuldum mu tamamen, bilemem, sevgimin sancısı

babamla hala güleriz.


beş yıl kadar önceydi, benliğimi oluştururken ben

neden bunlar bizim başımıza geldi, diye düşündüm

neden insanlardaki bu nefret, kin, öfke? neden bu insanlar

tanımadığını sevmez, bilmediğini öğrenmez, reddeder

kimse cevap vermedi bana, babama koştum

mutsuzdum, "baba, böyle mi olmak zorunda?"

babamla uzun uzun konuştuk, anlattı

yaşarken böyle şeyler olur, yanına sevdiğin ve mutlu olduğun insanlar bul

onlarla sonsuza kadar yürü, onlar bilirler seni, bırakmazlar.

bırakmadılar, üç beş kişiler zaten, onlar bana yeter

babamla bu sorunu çözemedik belki ama

sonsuza kadar birlikte yürüyeceğiz.


iki yıl kadar önceydi, hayat benim için çok zordu

kendimi tam olarak açıklayamıyordum, belki insanları anlamıyordum

ama çok çalışıyordum, her şeyi birden yapmayı denedim

başaramadıklarıma isyan ettim, başardıklarıma şükrettim

çok karmaşık ve duygusaldım, babama koştum

çattım kaşlarımı, "baba, nasıl olacak bu iş?"

babam bana gaz verdi, gazla çalışıyordum

ama stres peşimi bırakmadı, kazanamadım

olsun, pes etmedim, sonra kazandım

babamla çok mutlu olduk.


bir yıl kadar önceydi, huzursuzlukla savaştaydım

hallediyorum derken kafama darbe aldım

kafama aldığım darbe gözlerimi kanattı

nasıl oldu anlamadım, şimdi öğreniyorum

yükselmek için önce zemine uzanmak gerekmiş

bu olay benim zeminimmiş, babama koştum

güldüm, "baba, zemindeyim, daha düşmem."

babamla uzun uzun konuştuk, anlattım

belki bundan sonra her şey iyiye gider.

babam da öyle düşünüyormuş, iyi de oldu bir süre. dedim ki

takılıp düştüğümüz çatlaklar var evet ama onlarsız da tırmanamayız

babamla hala güleriz.


şimdilerde yine hayatla savaştayım

anlayacağım derken yine yaralanmışım

yaralarımın kapanacağını biliyorum, izlerinin kalacağını da

ben yara izlerimle büyüyorum, öğreniyorum, onları seviyorum

babamla acılarımızı hafife almayı öğrendim, onlar bizi yenemez

babamla gülüyoruz.