Büyük bir sarsıntıya açtı gözlerini. Sanki dünyanım dönüşünü gerçekten hisseder gibi...
Ama bu kez dünya sadece dönmüyor, sanki milyonlarca yıldır içinde biriktirdiği tüm her şeyi gökyüzüne kusar gibi alevlerini püskürtüyordu. Her püskürüğün kıvılcımı, yanına Dünya’nın birikiminden bir parça alıp süzüldü gökyüzüne doğru. Yolun yarısında, kıvılcımlar tutuşturdu yanına aldığı parçasını. Tutuşan parçalardan kıvılcımlar saçıldı yıldızlara. Her yıldız bir kıvılcımı aldı, eşsiz parlaklığıyla yeryüzüne doğru hareket etmeye başladı. Yeryüzünden gökyüzüne çıkanlar, gökyüzünden yeryüzüne inenler, ahenkle dans etti yedi katın ortasında. Son kıvılcım buluştu son yıldızla.
Gökyüzüyle yer yüzü bir oldu, talan oldu tüm dünya…
Sanki kumun en dibine çakılmış da, her yerini toprak sarmış gibi hareket edemiyor, kımıldayamıyordu. Göz kapaklarını hareket ettirebilmek için önce etrafına biriken bu yığılı topraktan kurtulması gerekiyordu. Kemiklerine işlemişti toprak. Her toprak tanesi kemiğin içinden sıyrılıp kanın bir parçasını dansa kaldırdı. Damarların ortasına pist açıp tango yaptılar. Her dansı ayrı alkışladı tüm organlar. Dans ederek yürüdüler damarlardaki yolu. Yolun sonuna gelen her tangocu, son hareketinin izini bıraktı. Her gelen tangocunun son vuruşu, birikti yolun sonunda. Son tangocuyla “güm” diye bi ses duyuldu. Korktu tangoculara alkış tutan organlar. “Güm” sesinin ardından tangocular yeniden yayıldı. Daha hızla dans ettiler. Yolun sonuna önce ben ulaşacağım diye yarışa girdiler. Daha büyük iz bıraktılar bu kez yolun sonunda. Son tangocuyla ikinci ve daha büyük “güm” duyuldu. “Güm Güm…"
Her "Güm"den sonra korktu organlar…
Her "Güm"den sonra daha da hızlandı tangocular…
Her tangonun sonu daha büyük izle bitti….
Ve her iz daha büyük “Güm”ledi….
Göz kapakları kurtuldu kumlardan. İçinde duyduğu “Güm” sesleri kilit taktı gözbebeklerine. Retinadan fotoğrafını istedi kilidi açmak için. Beyninin içindeki ressamlar işe koyuldu, boyaları seçtiler tek tek… “Güm” sesleri kucakladı ince ince işlenen fotoğrafı…
12.02.2024
