Seni, şarabı derde sürükleyen bir öfkeyle yazıyorum!

En acımasız mısraları,

gafil avlayan duyguları tatmak zorundayken akıtıyorum

Zehrim bütün damarlarımda,

Son düzlüklerini verirken bana 

Kaleminden güç bularak soruyorum 

Tanrım,

Reva gördüğün aşk, 

çiçeklerimi kurutuyorsa saksılarımda,

Sabah olmadan uyutmuyorsa bu illet

zehir zıkkım ediyorsa beş kuruşluk dumanı 

Ve tarumar ediyorsa bahçelerimi 

Rezil rüsva etme beni!

Neyleyim şimdi ağaran günü 

Dalında duran menekşeyi 

Göğsümü daraltan sıtmalı kelimeleri…

Tanrım,

Ciğerlerime çektiğim dumandan güç bularak soruyorum,

Hamdım, yoğurdun beni,

Gamdım, heybeme yükledin binlerce zilleti!

Yükledin bilinmez omuzlarıma nicelerini. 

Tanrım, yakarışım keskin,

Miladım doluyor,

gün ağarmadan tut ellerimden.

Şimdi senden güç bularak soruyorum 

Sevgiyse insanı, insan yapan,

Benimle neyi kastediyorsun?