İlk gün gelişigüzel istiflendiğimiz yatakhaneler bu defa bir hiza gözetilerek sıralandı. 150 kişi 4 takım ve 15 mangaya ayrıldı. Sonrasında sırasıyla 6 yatakhaneye yerleştirildi. 26 kişilik yatakhanelerin 6 tanesi kullanıma açıldı. Benim bahtım 6. koğuştan yana parıldadı. Üç katlı binanın yapım tarihini üzerine kazınan yazı dahi hatırlamazken 60 yılı devirdiğini çivi yazısı okumayı bilenlerden öğreniyoruz. Eski binanın merdivenleri, kapıları, duvarları ve pencereleri elden ve gözden geçirilmiş. Biz son kat olan üçüncü katta kalıyoruz. Kata giriş yapıldığında sol tarafta karşılıklı iki yatakhane bulunuyor. Merdivenlerin tam karşısında ayakkabılık odası ve odanın girişinde koridorda nöbetçi masası ve iki sandalye bulunuyor. Koridorun sağ taradında ise uzun bir yol karşılıyor seyrana dalanları. Üçüncü dördüncü, beşinci derken altıncı yatakhane de sırasını bekliyor saymaya devam edenlerin kendilerine gelmesini. Her yatakhanenin koridor duvarlarına yaslı ve hizalı dolapları koridoru oldukça daraltıyor.
Yatakhanelere yerleştikten sonra yatak, çarşaf, pike ve yastık düzenlerini öğreniyor ve bilgilerimizi yataklara boca ediyoruz. Yataklarımıza boca ettiğimiz bilgiler oldukça beğenilmiş olacak ki gece yarısına kadar dışarıda çök ve kalklarla ödüllendirildiğimiz oyunda başrol oynadık. Çok hoşlandığımız bu ödülü içten içe ilerleyen günlerde de elde edebilmeyi umut ettik. Elbette bu umudumuz çok geçmeden karşılık bulacaktı.