Günah uzak bir gezegende öldürüldü. Zengin rüyalarda edindik sevapları. Kanlı bir eldiven giyince kabul edildi dualar. Rüzgar umudunu yitirenin yelkenini parçaladı. Şehvet çiftçisi dudaklara tenin tuzunu ekti. Lokmalar haddinden büyük, haddinden emekli. Belirsizliği koruyan gizler çoktan belirdi, çocuğun dizindeki kabuk kabuk yarada kalan, savaşlardı... Güneş buzdan bir topa dönüştü, bakışlar lavdan yakıcı, kılıçtan keskin. Yaşamın lokomotifinde patlayan bombalar, yer altında kaynayan sular. İlk değil son olmayacak düşler. Zora gelince kaybolan sahte gülüşler.