Görülen lüzum üzerine bu çığlığı atıyorum!

Okçular tepesinde gafil aldananlardanım

arkamıza sarkan adamlar vardı,

topu kalemizde gördük

bir miktar yaramız vardı

beni sevecek gibi olunca sen

onu da faize gömdük,

bağışla beni yüce tanrım

Secdeye gelecek kadar kapını çalmadım.

Tövbe haşa

Çarmıhıma İsalar aradım yıllar boyunca

Son nefesimi sigaralara sakladım, usanmadım

Yıkadım ölümü kendime gassaldım.

Heceledim seni,

duvarlarda anti emperyalist şiirlerin fişleri

Y a ş a s ı n h a l k l a r ı n k a r d e ş l i ğ i.

Virajı hep içerden aldım

Daldım, eve misafir getirecek kadardım

Piyangodan ıslığımı tutturanlara

selam olsun ama

Demli bir çayın sabrı yoktu parkalarımda,

bozdular beni çarşılarda ve merdiven altlarında.

Eğer tanrım bu sabahlarda ısrarcıysan

Uyandırma beni

Çünkü okunmuyor senin gazetelerin burada

Manşetlerden kaç peygamberi indirdik bir bilsen

Hem zaten

Farz değilim bu günaydınlara.

Tuttuğum sır değil

Ağzımdan senin kuşların kaçacak diye korkuyorum.

Yapma çiçekler giymiş bir karabasanım vardı,

ev senin evindi ben ne kadar

kabus dediysem de sen bunlar toz dedin!

Balkanlardan gelen soğuk hava dalgasından saklarsın boynunu,

kaç dünya savaşı

kaç sevişme

kaç telefon kulübesi

kaç otel odası

Kaç şehirler arası otobüs terminali...

görmüştür senin boynun,

görmüş müdür sahi?

hiçbir mevsim sonbahar kadar erotik gelmedi

Kadınlar giyindi kadınlar soyundu

bu ağaçlar bu dallar dün gece kimin koynuna sokuldu?