dilimdeki dilliği çıkardım 

bir pankarta sığacak kadar idam edilmek istiyorum.


sadece allah ve devletin birbirine inandığı bir rüya bu

her gün bir kadının şakağına dayanan.

şiirlerde artık ölülerin kullanılmasını istemiyorum

dünyada oluşumun henüz 20. tekrarında 

davamın düşmesini talep ediyorum.


rivayet odur ki adem yediği elmadan bir dilim de bana soymuş. ikram reddilmez günahtır diye almışım. bilmemkaçıncı türk ceza kanunun bilmemkaçıncı ayetine göre talebim reddedilmiş. dünyanın sonuna kadar dünyadaymışım.


şüphesiz yaşamak beni şüpheye düşürüyor

insanların gökdelenlerden aşağı düştüğü her rüyada

kollarımı açıp bekliyorum

her gece yaklaşık 3 milyar insanla

kendimi ölmeye alıştırdım

ama sabahları kalkınca direnmeye halim kalmıyor

bu yüzdendir ki şu sırrı hala paylaşamadım insanlarla:

isa bebeğin saç örneğini aldım, babasıyla eşleşmiyor.


annem insanın isteyince yapamayacağı bir şey yok, diyor

ben ve genç werther cehennemin aynı katında olacağız.

kendime söz verdim

intihara yakışacak kadar güzelleşeceğim

biraz kilo vermem lazım 

bir de yüzümün sağ tarafını satılığa çıkardım

mavi ceket sarı pantalon

beni biraz mahçup gosteriyor.


bir romeo ve juliet uyarlaması düşünüyorum

birbirleriyle hiç tanışmıyorlar.

işte gerçek bir aşk hikayesi

shakespeare'le bir şili ruleti oynuyoruz


bir ingilizin sözü geçmişken sormak istiyorum. küçüklükten beri topa vuruyorum. allah bir duamı bile gole çevirmedi. sebebi endüstriyel futbolun oyunun tutkusunu bitirmiş olması mı?


-w.s: I don't know


onu da bilmiyor.

karadenizli dedemden kalmış beretta

bir ingiliz şairin kafasında patlıyor.


kelimeler birbirinden bağımsız yaşıyor

bağımsızlık demişken

kırmızıya hiç bayrak rengi demedim

milli ve dini bayramlara inanmıyorum

bu kendimi daha yaşanılabilir kılıyor.



sonsuz bir düşmek

bir sır ve bir dilim elma

beni ölümlerin türkiyesi'nde yaşatan. 


bunların hepsini gökdelenden aşağı düşerken düşünüyorum.


ama beni aşağıda kimse beklemiyor.