Eski zamanların hiç duyulmamış seslerini duyuyorum. Hiç denenmemişlerin deneyimini yaşıyorum. Korkulan görüntüleri özüme işler gibi bir bir ezberliyorum. Durmuyorum. Ruhların ağlayışlarını susturan güzel bir sesim var. Bu aptallar neden burada dediğim için kelepçelendim. Duvarlar beni kelepçeliyor. Her nasılsa hayal ettiğim her güzellik yanımda. Yılmaz bir akış var içimde. Bu korkusuzluğun çaresini aramakla meşguldüm. Ama hatırladım ki aklım benimle savaşmak için verilmemişti bana. Tanrı onu yol arkadaşı diye vermişti. Durmaz düşünceler benim yorulmaz yardımcılarımdır. Onları beslemeye niyetlendim yakın bir zaman önce. Eksiklik yok. Hiçbiri yarımlığın pençesine takılmıyor. İleri adımlıyoruz. Bize yol veriyorlar ruhlar. Duyulmamış sesleri duyuracağız. Gizemler içinde bir fener tutacağız yıkılmışlara. Düşkünleri ayaklandıracağız. Ama ayaktakilerin hepsi ayakta kalmayacak. Yaralarda bahçeler yeşillenecek. Yaralılar gündüzü güne bahşedecek. Var olmanın ışığını gecelerce yayacak. Hiç durmadan... Ayrılmadan görev yerlerinden ışıyacaklar. Ahlar gökyüzünde en güzel şarkılara notalar olacak. Siyahlığı bir gündüzün en güzel rengi olarak inşa edeceğiz.