Ne vakit hüzünlü
Bir yüz görsem
Senin gülüne boyadığım
Kaçırmadan güneşi sabahın
Koşuyor yağmurlara
Pencerede uğurlayan
Saçların beni
İçime duran hoş sesi
Rüzgârkıran çiçeği
Ben bu ağacı derinlerken ağır ağır
Sen gülüşünde mavi salıncak
Sen dalına nakışlı cennet
Sen ömür duası kelebeğin
Bir kız çocuğu tutmuş sallıyor neşen
Şeftali dudaklı imgelerden
Yüreğime mısralar salkımı sen
Parmakları inceden
Bal portakalı gülüş
Derin güneşli yüz
Sabah tazesi öpüş
Senin türkün
Benim şarkım
Şiiri ikimizin
Koşmadan güneşe kaçıyorum yağmurlara
Yollarıma pencere açan saçların beni
Sen şimdi bu karalar yerinde
Sakındığım filizlerin civcivli toplamı
Sen sevildikçe çocuğum
Senin için yağmur
Senin için şeker duası
Yüzüne bakmak kadar güneş
Ellerimiz sıcağı kadar hayat işte
Tutuyorsak biz kadar taşımız
Yavaşlat içimi çarpmadan gözlerine
Yaşımız genç ve yolundayken tozlar
Yoldayken gül hüznü bebe tomurcuğu
Size kalsın anlatış sizin olsun boş lüzumu
Gözlerinde kalan iki kiraz çekirdeği
Göğsünde dağ gölü kızıl gelincikli
Kadim bir çeşme dinginliğinde sesin
Ve usul usul
Şiiri ikimizin
Ne vakit mutlu
Bir yüz görsem
Senin güzüne buladığım
İçimi vuran yankısında
Güzyarkıran şarkısında
Bizi en iyi bekleyenler anlar dedim
Bizi en son yalnızlar
Ve işte sen ezgisi ümidin
Doğduğun en güzel yıllar bunlar
Bin efrah bahçesi firarında kokun
Her yarım baharda
Yine seni arıyorlar
Herkes izledi hüznü damlayan kan şiirken
Yeşertensin yarınları bil kaçıncı yeniyken
Bir yol ısmarla zeytinli nar Endülüs’e varsın
Getir yanıma hep seni gün geceye dönerken
Hanımeli lehçesi ve belâgati duruşun
Sen yoksan yarım sor beni arıyorlar
Mirza Şâmil.
15Aralık’a
Tadım tuzum desteğim;
Şiirimin mayası Tuğçe Hanım’a
Sevgi, saygı ve çocuk neşesiyle..
İyi ki doğmuşsun.. Varmışsın iyi ki..
Birlikte nice ânlara…
- Günedönen Türküsünde Rüzgârkıran Çiçeği-
Sen yoksan..
Yarım..
Sor;
Beni arıyorlar…