Zihnimi kurcalıyorum. İçimde büyütmek istediğim mutlulukların, gerçek dünyaya mağlup gelişini izliyorum çoğu kez. İnkar ediyorum durmaksızın; varlığının zihnimden kalbime taşındığı anı hatırlamazsam ruhlarımızı kenetlediğim boyutun, beni hapsettiği zindandan kurtulacağına inanıyorum. Çoğu zaman kafamda yaşayamadığımız günlerin üzüntüsüyle kavga etsem de ara ara başarıp unutuyorum. Unuturken bile kendimi kandırıyorum aslında, bazen daha çabuk hatırlamak için hemen unutuyorum; bazen de ya bir daha hatırlayamazsam diye unutmaya korkuyorum. Sende hiç olmayışımın belki de beni hayatının hiçbir köşesine konduramayışının, hislerimin önüne geçemeyişiyle baş edemiyorum. İçimde sürekli kavga eden taraflar var ve ben sende yokken bile senin tarafını; belki de seninle olabileceğim tek yol bu olduğu için, sana rağmen, tutuyorum. Hiçbir zaman biz olamayışımızın, beni ötekileştirdiği kendimi arıyorum; öz benliğimi. Eğer kendime yeniden kavuşursam, seni keşfetmediğim kadar kendim olursam, içimi acıtan şeylerden kurtulacağıma inanıyorum. Senden kurtulmaya çalışırken gün sonu yine sana koşuşumu; birbirini mükemmelleştiren ama hiçbir zaman kavuşamayan ay ve güneşe benzetiyorum. Seni görebilmek için dans ettiğim yörüngede sana yaklaştıkça batıyorum, karanlığına hapsoluyorum. Uzaklardan izleyebildiğim senin etrafındaki parlak, küçük bir yıldız olabilmek için gerekirse tüm ışığımdan vazgeçebilecek kadar gözümü karartıyorum. Senin gelgitlerinde boğulduğum anlarda kavurucu ve her şeyi yakacak kadar hırçınlaşıyorum. Gökyüzüme seni kondurduğum gecelerde, ışığının başka pencerelere düşüşünü kıskanıyorum. Seni yaşatmaya çalıştığım o yörüngede başkalarına ışık oluşun, bana reva gördüğün karanlığa mezarımı kazıyor. Büyüsüne kapıldığım dolunayınla yeniden canlanıyorum. Ama biliyorum ki benim dolunayda gördüğüm cemalin, kalbine girmek istediğin sayısız insanın açlığına doymuyor. Güzelliğini kimseden sakınmayışını artık buna bağlıyorum, benden sakındığın güzellikleri. Seni her şeyden öte tutuşumu hiçe sayıp çaldığın gecelerimi, başkalarında anlamlı olabilme uğruna uyutuşunu hissediyorum. Adımlarımın gölgene bile yetişemeyişi, sana gelirken senden daha çok gidişime yol açıyor. Parıltımla tüm dünyayı aydınlatabileceğim gücümün, sana sönük bir lambadan başka bir şeyi ifade edemeyişiyle, geceye saçtığın ışıltının beni karanlığa gömüşü yarışıyor. Birbirimizi bu denli tamamlayabilirken kavuşamayacak olmamızla, belki de tek taraflı özlemi başka dünyaları aydınlatma pahasına büyütüyoruz. Gün ışığında kaybolan silüetini sensizliğime rağmen yaşatabilmek için gökyüzüme yeniden bürünebil diye pes ediyorum, batıyorum.