Güneşin, gökyüzündeki diğer her şeyi maskeleyip kendini haddinden fazla görünür kılmasından pek haz etmeyen bir şahsiyet olarak
Şu an, tam da bu satırları yazıyorken
Güneşe iltimas geçiyorum...
Yol kenarındaki bir kahve dükkanının açık alana konumlandırılmış masalarından, yoldan gelip geçenleri en iyi görebileceğim bir tanesine yerleşiyorum
Bir yandan kahvemi acele etmeden, sakince yudumluyor
Bir yandan da haddinden fazla dik oturuyor olduğumun ayırdına henüz vardığım sandalyemde az biraz kaykılarak bedenimi aşağı kaydırıp kollarımı sandalyemin iki yanından dışarı sarkıtıyorum
Şimdi çok daha geniş bir alana yayılarak bedenimin üzerinde özgürce gezinebiliyor güneş ışınları
Güneş ışınları özellikle karın bölgemi hedef alıyor şimdi
Karnımı güneşe doğrultup izin veriyorum iyice ısınmasına
İçimde doğası itibariyle akması, akış hâlinde olması icap eden fakat herhangi bir sebepten donmuş, katılaşmış birtakım his moleküllerinin bu sayede buzlarının çözüleceğini umarak
Güneş ışınlarını karnımdan tıpkı bir soluk gibi çekiyorum içime...
Bu zamana dek soğuğa yaptığım onca güzellemenin ardından
Şu an, tam da bu satırları yazıyorken
Belki daha önce hissetmediğim kadar yakınlık ve sıcaklık hissediyorum güneşe
Güneş ışınlarının tenimin üzerinde ve tenimin bariyerini aşıp içimde bir yerlerde oluşturduğu sıcaklık hissini aslında ne denli özlemiş olduğumu fark ediyorum
Sandalyemde, bu sefer farklı bir yöne doğru, yeniden az biraz kaykılıyorum
Şimdi saç tellerime ve yüzümün sağ tarafına vuruyor güneş ışınları
İzliyorum
Bir yandan bu satırları yazıp bir yandan da güneş ışınlarının üzerimdeki yansımalarından görebildiğim kadarını izliyorum
Omuzlarımın iki yanından aşağı dökülen, rengi artık iyiden iyiye kızılımsı bir turuncuya çalan saçlarımın üzerine vurmakta olan güneş ışınlarının, muhtemelen rengini daha da turunculaştırmak üzere saç tellerimin üzerinde gezinmesini izliyorum
Şu an bu satırları yazıyorken gözlerimin içine içine giren güneş ışınlarından ötürü yarım yamalak görüyor olnamla eğlrniyorum
Kendimi güneşe teslim ediyorum...
Onun sıcaklığının
İçimde herhangi bir sebepten donmuş, katılaşmış fakat doğası itibariyle akması, akış hâlinde olması icap eden birtakım his moleküllerinin buzlarını çözeceğini
Suratıma, orama burama son zamanlarda daha bir çarpmakta olan hayatımın keskin gerçekliğinin bende oluşturduğu kesiklere biraz olsun iyi geleceğini
Türlü travmalara oldum olası vermekte olduğum donma yanıtının şimdiki zaman periyodunda da zuhur ettiği hayatımın bu döneminde, onunla birlikte kendiliğinden bana eklemlenen uyuşma hissini ve içimdeki sisli puslu atmosferi dağıtıp alaşağı edeceğini
İçimde öldüğüne inandığım birçok güzel hissi belki yeniden dirilteceğini
Umarak
Kendimi güneşe teslim ediyorum...
Güneş ışınlarının etkisiyle teninin az biraz bile koyulaşmasından haz etmeyip kendini güneşten sakınma doğrultusunda zamanla takıntı geliştirmiş bir şahsiyet olarak
Şu an, tam da bu satırları yazıyorken
Kendimi gölgeye çekip saklamadan
Hiçbir yerimi örtüp kapatmaya, korumaya kalkışmadan
Bütünüyle güneşe açılıyorum
Kendimi bütünüyle güneşe teslim ediyorum...
İzin veriyorum...
Belki rengini daha bir tuhaflaştırmak, daha çirkin bir turuncuya evirmek üzere saç tellerimin içine içine işlemesine
Şu an bu satırları yazıyorken, belki bazı kelimeleri yanlış yazmak uğruna gözlerimin içine iöine gşrmesine
Tenimi yarım ya da belki bir ton koyulaştıracak olma ihtimalinin varlığına rağmen özellikle yüzümün sağ tarafında hissetmekte olduğum kavurucu dokunuşunu bir süre daha devam ettirmesine
İzin veriyorum...
Güneşe hissetmekte olduğum bu istisnai yakınlık ve sıcaklık hislerinin, bu istisnai izin verme hâllerinin çok uzun sürmeyeceğini
Belki en fazla birkaç gün ya da birkaç dakika sonra sona ereceğini
Yine karanlık ve soğuk havaların, Ankara ayazının yolunu gözleyeceğimi
Tahmin edebiliyor ve şimdilik tüm bu istisnai hislerin ve istisnai hâllerin tadını çıkarmayı seçiyorum...
Bu zamana dek hiç yapmadığım şekilde
Güneşe iltimas geçiyorum…