Dün sabah, uzun yıllardır mücadele ettiği kalp rahatsızlığına yenik düşmüş Aytekin Çakmakçı. Ben Aytekin ustayı 2019 yılında Karadeniz Teknik Üniversitesi Tiyatro Kulübü adına çektiğimiz “Asla Vazgeçmem Senden Asla” adlı kısa filmimiz için kapısını çaldığımızda bizleri kırmayıp görüntü yönetmenliğini üstlendiği zaman tanıdım. Bir ay süren çekimlerde gerek setteki babacan tavrı gerek öğretmenliği, ustalığı ile bizi kendisine hayran bırakmıştı. Onu çok daha önceden tanıyıp, onunla daha çok çalışmak isterdim.


Aytekin hoca bilhassa genç oyuncular için çok iyi bir öğretmendi. Bilgi birikimini aktarmaktan, gençlere yol göstermekten yorulmuyordu. Sinemanın ve kameranın bütün tekniklerini biliyor, anlatmak istediği şeyleri anlatırken bu tekniklerden de bahsederek işin mantığını kavramamızı sağlıyordu. Bazen oynarken birden kesiyor, kibar bir üsluba bürünüyor ve tiyatro oyuncusu olduğumuz için kamera önü oyunculuğa alışık olmadığımıza da değinerek hatalarımızı uzun uzun anlatıyor, ustaca tüyolar veriyordu. Bir öğle yemeği molasında Kadir İnanır’ın nasıl da kamera ile dans eden, kameraya hiç bakmadan bütün oyununu kameraya oynayan bir oyuncu olduğunu anlatıyor, işini nasıl kolaylaştırdığını örnek gösteriyordu. Tersine örnekleri de olmuştu ama şimdi o değerli sanatçılarımızı kırmamak adına burada bahsetmeyeyim. Beni kendisine hayran bıraktığı bir diğer konu ise Aytekin hocanın kelimenin tam anlamıyla bir ışık profesörü olmasıydı. Yeterli teknik donanımızın olmadığı ortamlarda dahi ilkel sayılabilecek yöntemler kullanarak mükemmel ışıklar elde ediyor ve görüntülerimizi kurtarıyordu.


Son söz; Aytekin hoca kıymetli bir sanatçı ve kıymetli bir insandı. Yeşilçam’ın yaşadığı buhran dönemini görmeye dayanamayacak kadar da duygusaldı. O dönem Türk Sineması’nın çıkış yolu gibi lanse edilen erotik filmler çekmeyi reddetmiş, kamerasını rafa kaldırıp Libya’da 3 yıl inşaat işçiliği yapmıştır. Bu hayatın her gününü çalışmaya ve bildiklerini gençlere aktarmaya -üstelik son yıllarda rahatsızlıklarına rağmen- adamış güzel insan biz seni çok sevdik. Işıklar içinde uyu.



Aytekin Çakmakçı kimdir?


Yeşilçam’ın görüntü yönetmeni, “Muhsin Bey”, “Arabesk” ve “Uzlaşma” gibi filmleriyle tanınan Aytekin Çakmakçı, 10 Ağustos 1949’da Trabzon’da dünyaya geldi.

Kaptan olan babasının tayininin Trabzon'dan İstanbul'a çıkması üzerine İstanbul'a yerleşen Çakmakçı, burada prodüksiyon asistanı olan arkadaşı Abdullah Gürek'in teklifi üzerine 16 yaşındayken, Kriton İlyadis'e kamera ikinci asistanlığı yapmaya başlayarak sinema sektörüne adım attı. Daha sonra kamera birinci asistanlığı, set fotoğrafçılığı, reklam kameramanlığı, reklam fotoğrafçılığı ve görüntü yönetmenliği yaptı. Türk sinemasının siyah-beyaz dönemlerinde ünlü görüntü yönetmenleri ile çalışma fırsatı buldu. Bu dönemde ışık teknikleri üzerine yeni denemeler yapmaya çalıştı.


Yeni görsel anlayışını ilk kez “Acı” filmiyle uygulamaya soktu. Bu döneme ve bunun üzerine aldığı eleştirilere şöyle açıklık getirir; "Tuhaf ışıklar yaptığımı, mesleği sabote ettiğimi, ışığı pencereden verdiğimi diğer tarafların boş kaldığı yönünde çok eleştiri aldım. Ama tüm bunların bir geçiş dönemi sancısı olduğunu düşünüyordum. Zaman ilerledikçe doğru yolda olduğumun işaretleri belirdi. Çünkü film projelerinin performans hedeflerinin büyüdüğünü gördüm. Ciddi film yapmak ve çıtayı yükseltmek isteyen yönetmenlerden teklif almaya başladım."


Uzun yıllar boyunca İrfan Tözüm, Şerif Gören ve Yavuz Turgul gibi yönetmenlerle çalışma fırsatı buldu.


"İyi film doğru görüntüler toplamıdır."

Aytekin Çakmakçı, Marmara Üniversitesi dersleri esnasında.


Döneminin sevilen televizyon dizileri Baba Evi, Şehnaz Tango, Yeni Hayat, Deniz Gurbetçileri, Bizim Ev, Yaprak Dökümü gibi dizilerde görüntü yönetmenliği yaptı.

Yılanların Öcü filmindeki görüntü yönetmenliği ile 23. Antalya Film Şenliği'nde "En İyi Görüntü Yönetmeni" ödülüne layık görülmüştür. 3-4 sene boyunca Marmara Üniversitesi sinema ve televizyon bölümünde görüntü ve stüdyo teknikleri gibi derslere öğretim üyesi olarak girmiştir. 2009 senesinde buradaki görevini bırakmış ve memleketi Trabzon'da kamera, ses ve ışık teknikleri üzerine kurs vermiş olup ayrıca AB projesi olan Nitelikli Radyo Tv Teknikerleri ve kamera asistanları kurslarında Trabzon Belediyesi adına öğretici öğretmenlik yapmıştır.

2013 yılında İstanbul Kültür Sanat Vakfı tarafından düzenlenen 31. İstanbul Film Festivali'nde “Sinema Onur Ödülü”ne layık görüldü.

2019 yılında anılarını yazdığı kitabı "Güneşe Lamba Yakan Adam" yayımlandı.

 


Ödülleri


1986 - 23. Antalya Altın Portakal Film Festivali, En İyi Görüntü Yönetmeni, 'Yılanların Öcü' ve 'Kan' filmleriyle

1992 - İfsak Sinema Ödülü

1996 - 10. Adana Altın Koza Film Festivali, En İyi Görüntü Yönetmeni, 'Mum Kokulu Kadınlar' ve 'Işıklar Sönmesin' filmleriyle

1998 - Altın Kelebek TV Ödülü, 'Baba Evi'

2013 - 31. İstanbul Film Festivali, Onur Ödülü

2014 - Sinefest Emek Ödülü

2014 - 21. Adana Altın Koza Film Festivali, 100. Yıl Emek Ödülü

2015 - Türsak, Tüm Zamanların En İyi 10 Görüntü Yönetmeni Ödülü

2015 - Trabzon Gazeteciler Cemiyeti Sanat Ödülü

2017 - Ankara Üniversitesi İletişim Vakfı, 50. Yıl Onur Ödülü

2017 - Gönüllü İyilikseverler Derneği Ödülü

2018 - Gelişim Üniversitesi & TÜRVAK, Görüntü Yönetmenliğini Özendirme Ödülü

2020 - SETEM 'EMEK' Ödülü