Bu gün fark ettim ki ne içtiğim çayın tadı var ne de hayat kahvem kadar acı. İnsan eğer ait olmadığı bir yerde ise içtiği sigaradan bile zevk alamıyormuş. Tüm bu düşünce kaosunu durdurmaya çalışırken etrafıma gülümsemekten yorulmuş hissettim anlık. Kendi geleceğimin nasıl olacağı konusundaki korkularımı gürültülü zihnimle kitap okuyarak göz ardı ediyordum o sıra. Kitaptaki cümle gülümsememe hasıl oldu istemsiz. 'Cehennem insanın insanı anlamadığı yerdir, bilirsin.' Bunu bilmek komik geldi o an. Aklıma tam o an geçen gün yürürken aklıma gelip not aldığım cümleler geldi ve o sayfaya not almaktan kendimi alıkoyamadım. 'Caddenin tam ortasında tek başına keman çalan kemancı gibiyim. Müziğim kimsenin kulağına ve yüreğine dokunmuyor. Herkes şehrin ışıltısına kapılıp önümden umarsızca geçip gidiyor.' Tam olarak bu şekilde anlatabilirim sanırım şu an olduğum hali dedi içimdeki kız çocuğu. Hayat şöyledir böyledir felsefesini yapan zihnim bu yalnızlık hakkında daha ne kadar yorum yapabilir orasını artık ben de bilemez hale geldim son zamanlarda. Fakat bildiğim tek bir şey varsa o da yalnızlıktan hep şikayet edeceğim ve biri elimden almaya çalıştığında kuduz köpekler gibi hırlayacağım. Ait olma konusunda şimdilik kendime ait olmayı seçiyorum. İlerleyen yıllarda ise umarım buraya ben ait olduğum yeri buldum yazarım.