‘Günlerin Köpüğü’nün önsözü hakkında çok düşünüyorum. Hatırlamak ve düşünmek arasında bulanık bir alan var ve orada vakit geçirmek hayli sakinleştirici.
Günlerin Köpüğü’nün önsözünde Boris Vian, kişiler daima haklıdır ve de topluluklar daima haksız, diyor. Kişiler tek tek kişiler olmaktan ne zaman sıyrılıp da bir topluluk haline geliyor. Bunları otobüste düşünüyorum. Çünkü az önce camda yansımamı farkettim. Otobüs camında kendimi ya da aksimi görünce Günlerin Köpüğü'nü düşünüyorum. Çünkü Boris Vian’ın otobüs yolculuğu yapan bir karakteri de dışarıda kendi yansımasını görüyor, otobüs ilerledikçe yansıması dükkan vitrinlerini birer birer geziyor ama bir süre sonra yansıma vitrinlerdeki bazı eşyaları aşırmaya başladığında durumdan tedirgin oluyor ve başını eğiyor. Otobüs camındaki yansımam ve ben tek tek kişiler olarak daima haklıyız ama bir topluluk olarak kesinlikle haksız. Bu ne zaman oldu?
Kaldırımda önümde tanımadığım biri var. Robin' in önünde şimdiye kadar gördüğü en güzel kız var. Öyle sanıyor. Öyle düşünüyor. Çünkü kızı bir an için görür gibi oldu. Robin'in önündeki kızın muhteşem kısa saçları muhteşem elmacık kemikleri ve muhteşem bir çene hattı var. Çeyrek profilden bir Gestalt.
Robin şimdi yürüyen bantta kızla aynı hızda yürüyor, onu görmek istemiyor, onu görmeyi çok istiyor, ama onu göremediği bu zaman diliminden delice hoşnut.
Ben hepsinin arkasından yürüyorum, Robin'in kafasından geçenleri düşünmekten delice hoşnudum. Ama dördümüzün bir topluluk oluşturmasından hayli rahatsızım. (En önde Jiyan var.)
Günlerin Köpüğü’nün önsözünde Boris Vian hayatta kayda değer gerçeklikte iki şey vardır diyordu:
Tüm güzel kızlarla sevişmek ve Duke Ellington’ın müziği.
Hayatta her şey konusunda önyargıya varabilmek mühimdir, diyordu. Bu işte hayli ustayım. AVM'den çıktım. Jiyan ortada yok. Yanımdaki masada sağır-dilsiz bir çift var, diye yazıyorum Jiyan'a. Dünya oradan bakınca ne güzel gözüküyor dimi, diye yazıyor Jiyan da.
Bu çift konuşurken sürekli iki işaret parmaklarını birbirlerine sürttükleri ve avuç içlerini buluşturdukları bir kelime kullanıyorlar.
M. burada olsaydı bu kelimenin sarılmak manasına geldiğini söyleyecektim. İşaret dilini pek bilmiyorum ama sarılmak kelimesi işe yarar bir yalan gibi gözüküyor. Hem, işaret dili uluslararası bir dil değil ve farklı dillerin dilsizleri birbirlerinin işaret dilini anlamayabiliyor. Yürüme bandında gördüğü güzel kızın arkasında yürüyen Robin'in düşünceleri hakkında düşünen ben düşüncesi muhteşem bir özgürlük hissi veriyor.
Ve nihayetinde bunların hepsi yaşanmış-sayılır, çünkü onları bizzat-ben-düşündüm.
Songül Uslu
2024-12-16T18:55:21+03:00Teşekkür ederim Recep Bey 🌻
recep kaya
2024-12-15T19:56:49+03:00güzel bir yazı beğendim aslında