Bir gün tüm dünyayı elinin tersiyle itmeye dahi lâyık görmeyecek bir adam olma hayalimle size şimdiden, ve tam da şu an bulunduğum noktadan sesleniyorum ; - merak ettiyseniz eğer, aksi mümkündür emin olabilirsiniz - otobüslerde istiğfar getiren benim, günaha batıp çıkan benim otobüslerde, benim otobüslere bir hesabı getiren, gerçek bir hesabı otobüslerde de umuyorum hakkıyla ben düşünürüm. Ben kibrine sadık bu sebeple tehlikeli oyunların kapısını aralayan da bir insanım, öyle ki kibrimden "Allah'ım beni kimselerin karşısına imtihan olarak çıkarma" duası da aklımın köşe başlarında kısa süreliğine volta atmıştır . Etmedim belki bahsettiğim bu duayı, Allah'ın işine karışılmaz sonuçta ama bu hayat beni bir gün herhangi bir yerde bu duayı edecek kıvama getirirse imtihanın bu türlüsüne de şaşırma yetimi çoktan kaybettiğimi söylesem yalan olmayacak inşallah. Dünyanın bazı kişiye özel hazırlanmış sınavlarından geçmenin tek yolunun yaşamamak olduğunu çok yapay sevinçlere haizken düşünüyor olsam da her zorlukla beraber en azından bir kolaylık olduğu bilgisi de A2 İngilizce bilgisinin bulunmadığı buna karşın birtakım Kuran ezberleriyle donanmış ve de şahlanmış naçiz -estağfurullah demek zorundayım- beynimde mevcuttur elhamdülillah. Cümlelerimin abuklamak fiiliyle İsmet Özel şiiri arasında gelip gittiğine bakmayınız, ben de Türkçe'yi anadan öğrendiği kadarıyla kullanan bir Allah kuluyum sonuçta. Bu parça benim hakkımda olduğuna göre, belki de bu parçada değinilmesi gereken asıl başlık ayrılmaz bütünlüğüyle "pişmanlık" meselesi olmalıdır ki yazının bu kısmına en azından bir gün ara verilecek gibi duruyor. Söze mutlaka bir yerinden başlamak gerekirse, pişmanlık bir bağımlılık olmasının yanında bazı dünyalılar için hayatı bütün yapan parçaları arasında en kötülerindendir. Kuvvetli bir seçim özgürlüğü hasretidir pişmanlık, öyle ki rasyonel bir pencereden bakıldığında size faydadan başka hiçbir şey vermemiş kararınız pişmanlığın yanından yöresinden geçtiği takdirde hayatınızın en kötü kararı olarak adlandırdığınız bir cehennem anısına dönüşebilir, bu dönüşümden sonra ortada rasyonalitenin h'si bile yüksek ihtimalle kalmayacaktır. İşin beni ilgilendiren tarafı da bunlardan çok farklı değil ; yalnızca ben biraz fazla bağımlılıktayım ve şu tutarlılık denen şeyden birkaç tutam olsun benim dengemde bulunmuyor çoğunlukla , bu da doğurmak özelliği bulunmayan bir döngüye çıkıyor. Bu yazı beni pazar günü kadar sıkıcılaştırdı, kendim üzerine tabii ki yazacak daha fazla şeyim olsa da psikolojik sağlığımı düşünmek zorundayım (kapalı havalarda bu tür şeyler yazmak insana kötü gelir). Toparlayacak olursam eğer anlattıklarımın muhtevasını, Allah var ve bunu unuttuğun her saniye işler biraz daha boka sarıyor.