Korkuyorum. Bir sabah uyandığımda;

Cesur görünüp, yenemediklerimden salmadığım nice korkak ruhların birikintisiden

Yağmur olup yağacak, sel olup taşacak.


Titriyor içim. Kaçtır gördüğüm yapraklardan günün yansıyışı, hava mı değişti.

Gün soluk; hava bulanık.

turuncu akıyor, mavi yerine.


Sallanıyor ranzam, gözlerim kapanık ufak zelzeleler içimde.

Son sigaram mı, son yemeğim mi.

Yediğim yok zaten.


Sabah mı mutluyum, gece mi üzgün ne farkeder ikisi de karıştı birbirine.


Bitmez, gitmez bir ömür böyle.

Beklemiyorum, dolmasını beklediğim bu vakit. Zihnimdeki iğneden kırışık kağıda karalanan sözler, müziğe eşlik etmeyi bekliyor.


Tahammül edemiyorum. Gelecek günün ışığında aydınlanan son mektup.

Hemen çalsa müzik. hayat çizse yeni sözlerini ve bir anda binse iğne; hayatın karalama yaptığı bu tezgaha.


Soluk camlarımdan görünen dışarıdaki tek renkli çiçek. Sadece seni sulamayı diliyorum, çabalıyorum.

Bazen su akmıyor, bazen elim kayıyor ama çabalıyorum.

Gider mi bu şekilde, büyüyelim artık.

İğne dolu yeşilliğine değsem.


Sonu yine cızırtı..