Bazen çok düşünüyorum. 

Ve hiçbir zaman bulamıyorum kendimde sevileceğime dair bir inanç. 

Bir gün bir sokakta yere düşmüş ekmek kırıntısına, 

Bir gün sırf bunun için gökyüzünden ayrılmış bir martıya dönüşüyorum. 

Dünyanın bile mahvedilmiş doğasını görmezden gelip, 

Kendi doğamın derdine düşen bencilliğime kızıyorum. 

Karşımda duran aynada gördüğüm kafes vücuda insan diyenlerden, 

Ayıplar gibi bin bir türlü suç işlemiş bir karakteri gizliyorum. 

Bu yüzden bazen çok düşüyorum. 

Hayallerimin önünü kesiyor şimdilerde geçim sıkıntısı. 

Çiçeklere döktüğüm suyu bile azaltacak hale geldim. 

Eskimiş kıyafetler giyiyorum artık. 

Sakalımı makasla kesmeyi öğrendim. 

Her şeyi zamanla eksiltmeye çalışıyorum, 

Ve zamanla öğreniyorum bana neyin fazla geldiğini. 

Adı gurur. 

Bir ben vardım sahip olduğum, sahip çıkabildiğim. 

Bir sen vardın gitme diye yalvardığım; 

Gururumu ayaklar altına aldığım. 

Artık sen de yoksun, ben de. 

Ben de eksiliyorum gözümde sen gibi. 

Hayat gibi; 

Zerresi tanrının gözünde ben gibi, 

Değersizleştikçe değersizleşti. 

Oturup dinler misin beni insan deyip? 

İçer misin tanrının yasakladığı şaraptan benim için? 

Yarın denize bakıp aklına beni getir,

Çünkü bugün sana boğulmaktan bahsedeceğim.