Bu akşam aldım ölüm haberini güzel dost. Öyle pek içli dışlı değildik seninle. Aramızda mesafeler oldu hep. Bir cümbüş samimi olduk, kaynaştık, ısındık çabucak birbirimize. Yıllanmış dostluklarda bulamadığım samimiyeti günlere sığdırdık seninle. Ne iyi zaman ne kötü zaman dostumdun. Dostumdun öyle işte. Bir telefon açsam yüzümü güldürecek, bir sıkıntımı anlatsam dinleyecek içten bir adamdın. Öyle çok şeyde gözün yoktu. Yaşayıp giderdin kendi halinde. Okumayı severdin çok. Bana da çok şey kattın. Yürüyüşünde umursamaz, biraz sıkılgan biraz da alaycı bir hal olurdu genelde. Pek sevemedin bu dünyayı. Çok da kalmadın zaten. Öyle her şeye bok atan insanlardan olmadın ölüm döşeğinde bile. Sessizce, usul usul gittin arkana bakmadan. Gördüğüm en cesur başkaldırıydı bu ölüme. Ağzını açıp iki laf etmeden, ölüme bir şikayet etmeden, en büyük başkaldırıyla ‘sessizlikle’ gittin. Ben, ben anlayamadım hiçbir şey güzel dostum. Bana hasta dediler aradım, konuştuk. Sanki etrafın baharmış gibi konuştun benimle. Oysa orada fırtınalar kopuyormuş ama sen baharmış gibi yaşamışsın hep. Ya da bize öyle gösterdin be güzel dost. Ben göremedim içindeki fırtınaları. O yaşadığın korkuları hissedemedim. Öyle çok da yanında olamadım be oğlum. Her şeye rağmen bilirim ki en ufak bir sitemin bile yoktur bize. Hiç olmadı ki zaten. Nasıl serptiysen o güzel kalbine bu iyilikleri hepimize saçıldı teker teker. Son görüşmemizde o sevdiğin gitarı bana bırakmıştın. Ölüm haberini almadan bir gün önce elime alıp şöyle bir tıngırdattım. Düetlerimizi hatırladım bir tebessüm çaldı yüzüme. Her neyse işte. Son zamanlar arayamadım seni. Bu yazıyı belki de vicdanımı biraz olsun rahatlatmak için yazıyorum, bilmiyorum ama şunu bil ki son zamanlar yanında olamamanın pişmanlığını hep taşıyacağım içimde, her ne kadar bir işe yaramasa da. Sen alınmazsın böyle şeylere, bilirim, öyle de güzel bir insansın sen. Tekrar özür dilerim bir telefon daha etmediğim için sana. Her neredeysen umarım keyfin yerindedir. Bana okumayı aşılayan güzel dost, orada da okumayı ihmal etme biz gelene kadar, umarım sana yetişebilirim bu vakitte.