Saatlerin zamana kafa tuttuğunu gördünüz mü

bomboş notlar arasında gelecekten bir sürü nokta var mesela

bir kırılma var 

aylar yıllarca beleş yaşanmış

darbelerde bitirilmiş cümleler

bilmem nereye çekiliyor içim ağustostan aralığa son sürat

sayıyorum günlerin hatırına

takılmalar çok tekrarlar rastgele 

iki dakika önce doğuyorum

sonra kızıp yürüyorum

dokunduğum her şey hüzünlü

geziniyorum pürüzlü

ellerim hiç değmedi bambaşka bir tene

ya da pamuklara 

nereden bileyim kuş tüylerini

hep saf bu yalnızlık 

Teo haklı

"Her şey yalnızlıktan"

ama içime dokunan acının barbie bebeği 

bu sefer ısrar etmiyorum benim olması için

altın sarısı saçlarını kesmek istiyorum 

mümkünse soğusun çocukluk fesatlığım 

içime dokunan sakat insanlık

evet bu da yalnızlıktan

işte birinin tabağında yarım kalmışım

bırakanın ardından saatlerce ağlamışım

bu meseleler hep safsataydı 

O güzel günler ise hep ölmek için vardı