bir zebra kanamaklardan hiç mi övülmez

ki hiç mi boyanmaz

boyası,

çimene

ama damağının kumaşına kaç ödedin sen ayâmın en ince dalı, 

en kibar

yüzüm

cebini delen yağmurlardan alacağın

mı var 

-dı

bir avuç aşk kırılımlı rüyalar yumağı

artık 

tatlı kedi, ah

en tüysüz yüzüm

başını okşamaya kaç çizgi

hâlâ

kulelerimi görmekten hasetlenmedin mi

sonsuz kumullarda

kanatlanmaklardan özlenmedin mi

şapkam etine dolgun 

eder 

güzel(im) başını 

güzel im, güzel im

söylen

me mee (artık)

daha da ölme, 

pantolonuna sığmaz boğumlandığı yer,

dizgelerinin

etli etli

akşam yemeklerinin sefalarından mı hatırlandın

en güzel yüzüm 

geç 

me mee (artık )

köprüden 

ben senlerden özlenmedim hiç çimenlerde uzanmaklar kadar

ki gök,

yumul gözüme

eylül yakın artık