nasıl da çakıp bıraktın beni 

keskin bakışlarından derine.

nasıl oturuyor dudağın dudağının üzerine.

göz bebeklerini,

göz kapaklarını açmaya kalkışmamışken

ne güzel de severdim.

ne ki o ellerindeki büyü,

parmaklarından uçsuz şehirler geçiyor.

allı yanakların nasıl kapıştırırdı beni.

baharcıl sesinde duymadan kışını

bana bir çirkinliğini göster,

beni soluksuzlaştırmayışını.