Salgın, yangın, deprem, işsizlik, cinayetler... bu sene gerçekten zor bir dönemden geçiyoruz. Kişisel olarak herkes farklı deneyimleyip, farklı algılıyor olsa da kolektif olarak birbirimizi pek de iyi etkileyemediğimiz bir yıl. Herkes gibi ben de zorlanıyorum. Olayları algılayış biçimimi değiştirmeyi, pozitif düşünmeyi, bunların beni güçlendirdiğini, geliştirip daha iyiye dönüştürdüğünü düşünmek istiyorum. Bazen beceriyorum da ama bazen de öyle olmuyor işte. Her şeyin geçici olduğunu çok iyi biliyorum ama kalp bazen bilgiyi işleyemiyor. Çünkü bilmek başka, hissetmek başka değil mi? Kalbime söz geçiremediğim bazı durumlar oluyor, kendimi tatsız, keyifsiz, umutsuz, bitkin hissediyorum. Sonra bu güzellikler geliyor aklıma. Benim içimde sınırsız bir teslimiyet hissi uyandıran, kendimi güvende, mutlu, huzurlu hissettiğim bu anları biriktirmişim. 


Mesela, hiç görmediğim bir şehri ilk kez görüşüm ve gördüğüm şeye hayret ve hayranlıkla bakışım... Çok sevdiğim güney sahilinde, o her yaz gittiğim lokantada masaya oturduğumda, derin bir nefes alıp, hafif bir gülümsemeyle beraber gelen beklediğime değdi hissi. Elimden bırakmadan okuyacak kadar bir kitabı sevip, hikayesine kahraman olacak kadar içinde kaybolduğum zamanlar. En yakın dostlarımla, ailemle, saçma sapan bir şeylere dakikalarca nefesim kesilene kadar attığım kahkahalar. Sabah uyandığımda, gördüğüm ilk yüzün en sevdiğim insana ait olmasının verdiği huzur. Yağan yağmurun ıslattığı ağaç yapraklarından dökülen damlaları seyretmek, yağmur sonrasında da açan havadan derin ve temiz bir nefes almak. Bir sahil kıyısında, akşam ayağım kumda öylece oturmak. Gün batımını yakaladığım yerde, güneşin sarıdan turuncuya dönüşünü gözümü bile kırpmadan izlemek. Emek verdiğim bir işin, en güzel şekilde sonuçlandığını görmek. Sevdiğim ama uzun süredir dinlemediğim bir şarkıya bir yerde tesadüfen denk gelmek.


Bugün güzel şeylerden bahsetmek istedim aslında, bana iyi gelen, hayatımı güzelleştiren, inancımı her seferinde tazeleyen, üzerine yeni anlar eklesem bile kıymetleri azalmayan o güzellikler…


Bu güzelliklere tutunmaya, bu anları çoğaltmaya, sevdiklerimizle olmaya, gülmeye, keşfetmeye, başka türlü bakmaya ihtiyacım vardı, belki sizin de vardır diye, size bir tutam güzellik bıraktım. Dilerim iyi gelsin. Herkesin güzellikleri de kendine oysa, sizin de var mı bırakacak bir güzelliğiniz? Varsa bırakın, içimiz açılsın. Tüm güzellikler hayatınızda çoğala çoğala taşsın, başkalarına da sıçrasın.