Bir güzergâh... Tebessüm etmeye yaraşan bir ritimle, yürünmeye değecek bir güzergâh... Belki dünyaya değmeden ancak dünyadaki yerine haksızlık da etmeden ritmini tutturmak...
Ne demek dünyaya değmeden ancak dünyadaki yerine haksızlık da etmeden yaşamak, ritmini bulmak? Var oluşunun iradi sorumluluğunu almak; bunu yaparken 'dünyanın dönerken çıkardığı sese duyarlı olmak'. Dünya güzel ama dünyada birileri zalim. Dünya güzel ama dünyada birileri çirkin. Zalimin zulmettiğini fark etmek, çirkinin soldurduğunu görmek ve dünyanın güzel olabileceğine dair bir umudu oraya ekmek, sonra o umudu sulamak, sulamak, sulamak... Dünyadaki yerine haksızlık etmeden ritmini neşeyle yaşamak ve yaşatmak için bir güzergâh bulmak; bulamadığında bir güzergâh olmak; olamadığında bir güzergâh kurmak. Yoksa var oluşumuz ölümün güzergâhında sadece bir durak.