Hayatta o kadar çok yükümüz var ki.. Hayır hayır iyi kötü dertlerimizden bahsetmiyorum hiç. Her gün giyindiğimiz, benliğimiz sandığımız sıfatların tümü..Bir düşünün Allah aşkına. Mesleğimiz mesela bizmiş gibi bizi anlatan bir kavrammış gibi her gün yükleniyoruz sırtımıza. Hatta bizi anlattığına o kadar eminiz ki isminizin önünden gitsin de hemen varacağımız yere bir ağırlık koysun istiyoruz. İçten içe o etiketin arkasına sığındığımızın farkında bile değiliz. Misal profilimiz gizlidir ama etiketimiz yazılıdır mutlaka tırnak içerisinde.. Ya nereli olduğumuz? Sınırların çizgisini elime bir geçirsem hepimiz her yerli olacağız da..İşte! Biri almış kalemi eline bu taraf senin bu taraf benim olsun diye bi laf atmış ortaya sonra ayrılmışız oralı buralı diye. Ne komik! 'Falancalı insanlar böyle olur' sıkıysa kırsana bu kalıbı. Hayır eleştiren kadar eleştirilen de sahip çıkıyor bu kalıplara ben asıl ona şaşıyorum. Kendini oranın parçası sanıyor. Sen kimsin diye sorsan memleketini söyleyecek insanlar var. Ahh! Ben Niğde'yim:) Başkasının etiketine tutulanlarımızdan bahsetmeyim isterseniz. Çünkü benim canımı bu da sıkmıyor aslında.


Yahu sıfatsız , etiketsiz konuşulacak konular olsun istiyorum. Neden çoğunluğumuzun isteği değil sanki bu.. Bir insanı tanımak bunlarsız da mümkün olsun ama yok! Üçüncü cümlede nereli olduğuma girme bi ne olur .. İllaki her şeyi tükettiğimiz gibi yeni tanıdığımız insanı da hemen bilelim hemen tüketelim istiyoruz. Tüketim karakterleşti mi yoksa? Kimse ruhu anlamak istemez mi ? İsmin falan Allah aşkına ne önemi var. Ben herkes olabilirim! Senin için ne ifade ediyorum, sende uyandırdığım duygular neler, hangi soruları ilk kez benimle sordun, senin gelişimine ne gibi katkım var, sadece seni anlayan olmak neden mümkün değil? Nereliyim? Belli ki aynı gezegenliyiz! Neden kalıplarla önümüze setler kuruyorsun? Her şeyden sıyrılıp bana ulaşman niye bu kadar zor? Sen beni görmezsen, yalnızlığımdan nasıl vazgeçerim? Değer mi? İzin ver değsin! Sen sadece sen ol, ben de ben. Hadi!