Islak sesler mühürledi havayı

Kader ipi eğrildi

Avuçlarında üç kadının

Onların

Elleri ve mevkileri

Sabah telefon kulübelerinin

Büyük avizelerinden anlatıldı

İçimde bir gazete uyandı

Baharat ve çarşı

Ve suçları senin benim gibilerin

Dar sokakların

Yokuş yukarı özlemine saklandı

Şeker yedi bir çocuk

Kediler mırladı

Ateşkesinde çöp tenekesinin

Bir babanın bedeni dinlendi yaşamdan

Çevreden "öldü" dendi

Falçatayla dalanmış renkler

Mumların gotik eteklerinde eridi

Çarşı kapı koştu kırmızı yanaklı çocuk

Bir tek trenler inledi

Gitmeyin ulan hatıralar

Kalın!

Odalarda tek kişilik divanların

Ve kokularda ve uğultusunda kulakların

Kalın!

Hep bana seslenir gibi...

Yüklenin ucundan kırmızı bir halı

Bırakın karışsın dolaplar

Ellerinde bebelerin

Işıklar ki uyurken camdan baktığım

En sevdiklerim

Ve sabahları uyanışında yolculuk edenin

Ağız tadı...

Taşın arasından bir filiz

Nasıl yükselir kibarca

Anılar da sudan karaya

Narin elleriyle ama kararlıca

Taştı

Özlem giyinmiş sesler tattım

Beni kapıda

Ailem karşıladı...