aslında insanlar hiçbir zaman kendini yansıtmıyor;

yayılan ışığın aydınlatıp aydınlatmadığına odaklanıyorlar

her biri en profesyonel yalancı, her biri en profesyonel tiyatrocudur.

ama bunu söylediği sözlerle örterler 

mesela dikkat edin asla deyip can çekişen bir insan, sözünü yaptığı şeyin acısını yaşamıştır ve yapmam dediklerini katlayarak yapmıştır.

karşıya neyi çok dile getiriyorsa onu istiyordur.

çok sevmesi, sevilmeyi beklediğinden bu öyle ağızdan dolma sevgi değil, yerli yersiz ağlaması bak benim hâlâ yalnızlığa kıyılarım var anlamıyorlar deme şeklidir, fedakarlığı, öfkesi, hastalıkları, neşesi, kahkahası aklınıza gelebilecek tüm insan mimikleri olsun, duygu düşünceleri olsun anlam barındırıyor.

gerçekten hakikati görmek istemekten kaçıyorlar, herkes kendi kabuğunu almış sırtlanmış, kabuğun arkasında ne var, ben kırmadan görsün, bilsin istiyorlar. 


ahh bu hayat

istemek, beklemek, umut etmek hep bir beklenti;

size beklediğinizi kendinizden başka kimse veremez, kendinizden başka kimse sizi çok sevemez.

hakikati sevin sevecekseniz, perdenin arkasında bir var bir yok olanları değil, ha bir de inanacaksak şayet gülmelere; bir çocuklara, sokak hayvanlarına, bir de delilere gülümseyin bu daha mutlu edecektir...