gece doğar burç burç,
hırsızlar kasabası gençliğimi çalar.
toprağımda umut için kavga edilir.
yükselir yine de içimden şafaklar.
sürgün yerim haritaları aşarsa
bana zehrimi çıkmazlar hatırlatır.
gözlerim gördüğü hinlik başına kararır,
deniz mavileri yansıyamaz içime.
tizden başka sese ermez keman.
kristali değerli kılanlar en büyük günahkâr.
kalem tutmanın yiğitlik istediği diyarlarda,
kıyamet elbet aydınlıkla kopar.
kötülük muazzam basınçlarla doğarken
hayırları yarınlara saklarsak,
olympos'un duvarları çileyi yüklenmez.
yamaklarla mutlu olunan düzende,
dukaları putlaştıranlar ölmedikçe
sakatlıklar iskelet temelli değil.
gerilim şakaklarıma ter düğümleridir,
kesikli ağrılar yer yer biçimlenir.
insan şeceresi çaresizlikten arındığında,
belki de iç yüzlerimiz ayyuka çıktığında,
hayat dolusu sırıtabilmek için
tecrübelerden yoksun kalmak kesindir.