Hâlâ duyuyorum bana seslenişini.

Duymamak için kaçmıştım buraya,

Bu tozlu, terk edilmiş şatoya.

Sislerin arasından, mavi gökyüzü görünüyor daha;

Çocukluğumdan kalma koyu mavi, koyu yeşil;

Bir tersten Monet tablosu benzerliğiyle...

Ah! kurtuldum sanmıştım,

İnce bir iple bağlıyım bu peşimdekine.


Bazen,

Asla cevaplanmayan,

"Neden"

Sorusundan,

Kaçamaz insan.


Bak yine seslendi!

Kimi zaman,

Bağırır uzaklardan,

Fakat sever yine de

O açlık nefesiyle

Kulağımı kemirmeyi;

Paslı

Paslı.



Gösteriyor bana yeni ördüğü ağını.