Yeşilin en yoğun olduğu yerde buluyorum kendimi 

Ansızın

Yokluğunu çekip varlığından istifade ederken 

Buluyorum kaybolan ruhu

Bir fotoğraf karesinde duruyor şimdi huzur 

Bakıyorum, tanıyorum 

Uzak bir akraba gibi 

Kafamı çeviriyorum sokaklarda 

Sakındığım kendiliğimden.


Dalıp gittiğim ormanların yollarında insanlar yürüyor 

Ben külün toprağa düştüğünü biliyorum 

Yangın geliyor, 

Bir şehir kuruluyor dağın yamaçlarına 

Bir şehir kuruluyor hiç istemezken 

Benim şimdi

Ateşe veren dağın yamacındaki şehri

Sönüyor dağlar, kül olmuş ağaçlar süzülüyor 

Gök’ten

Geçmişin neminden yeşeren 

Yeniden 


Kalemimin ucu hep sonsuzluğa uzanıyor 

Karalıyorum 

Karalıyorum 

Bütün çizgiler birbirine giriyor 

Ve sonsuzlukta bir orman beliriyor 

En yeşilinden

Yeniden 

Ansızın 

Ben hiç beklemezken 

Hayran bakışlarda buluyorum yaşama bağlılığı

İkisi de kayboluyor 

Ben yeşilin dalına asılırken 

Alıkoyuyorum kendimi

Doğanın ellerinden.

 

Bir değirmenin döngüsü bulaşıyor güne

Bütün ormanlar aynı tonu tutturuyor 

Sonsuzlukta çizgiler hizaya duruyor 

Teğet geçiyorum yarını 

Geleceğin kaçkın dünyasını 

Bir nizam geliyor güne 

Dağınıklığım göze batıyor 

Uğrak bir yere çeviriyorum ormanımı 

Gidişler 

ve

gelişler 

bulaşıyor kuş seslerine 

Ben koruyorum habitatı 

Ormanıma avcılar uğruyor 

Yeniden

Etrafımda duyulan yokluğun sesi

Uluyan kurtların arasından. 


Ormanıma uğruyor iyileşmenin serinleten rüzgarı

Yapraklarımda taşıyorum onu

Uzun yolculuklarla.