-penia-
fatih'de bir geceye yapayalnız uyandım
sonbahardı, üşümüştüm, şarabım kalmamıştı
tramvay boyu bekçilerden kaçıyordum
vay ki başımı sokacak bir dam arıyordum
beş liraya çorba içtiğim lokantalar
meyhaneler, kıçı kırık pansiyonlar
kimse ama kimse beni tanımıyordu
sonbahardı, üşümüştüm
bir şapkam olsa çıkarıp dilenecektim
beni görsen elin ayağın tutuyor diyecektin
kolumdan tutup çekecektin
iki seksen galata'ya uzanacaktık
sırtımızda apaçık kurşun yarası
yersiz yurtsuz geberip gidecektik
oysa benim sırtımda kurşun yarası
ne var ki sen burada değildin
sonbahardı, üşümüştüm
şükür tanrıya yaşıyordum hâlâ
devler ayaktayken ve dağlar varken
sonbahardı, üşümüştüm
-hybris-
fatih'te bir geceye seninle uyandım
farfaralı eteğin belinde değildi
bir ceylan gibi çırılçıplaktın, üşümüştün
ağzını öpen bir daha soluyordu havayı
yeni sigara içmiştin, sonbahardı
bacaklarından yapraklar dökülüyordu
o kadar sarhoş değildim, şarabım kalmamıştı
sonbahardı, üşümüştüm
bir şeylerden kaçarken şapkamı düşürdüm
gece yerli yerindeydi, herkes evindeydi
telaşlı kaçıyorduk, ben elini tutuyordum
biz kaçıyorduk ay tamama eriyordu
köprünün orta yerinde elini bıraktım
martılar bağrışmayı bıraktı
şapkamı düşürdüm, paltom düştü omzumdan
giysilerim birer birer balıklara yem oldu
bir ceylan gibi çırılçıplak kalmıştım
üşümüştüm
-phobos-
kanıma dokunuyordu yalnızlık
yıllar yılı böyle bırakılmamıştım
kalbim soğuk soğuk atıyordu
beyoğlu yıllardan yaşlı bir çocuktu
yüksek kaldırımda sarhoştum, üşümüştüm
ucuz şarap da fayda etmiyordu
kanıma dokunuyordu yalnızlık
bir barda zenciler caz yapıyordu
ne zenci görmüştük
ne alışkındık rastgeleliğin böylesine
ben meyhanede şiir karalıyordum
ekmek parasında değildi ellerim
dudağıma rakı değmeden uyuyamıyordum
uyumuştu cadde-i kebir
çiçek pasajı uyuyacaktı üç olmadan
kapıyı kilitleyip çıkacaktım
ilk gördüğüm adama çatacaktım laf olsun diye
kanıma dokunuyordu yalnızlık
iki laf olsun işitmek istiyordum
düpedüz sövsündü biri yüzüme mesela
iki laf olsun işitmek istiyordum
ben istanbul'u hiç böyle görmemiştim
sokaklarda ayyaş gibi dolaşıyordu
geceleri şekli şemali değişiyordu şerefsizin
susta duruyorduk, eteğini öpüyorduk
vur dese vuracak, öl dese ölecektik
adım başı satılıktı üstelik
köşebaşlarına koyulmuş ölümlü orospular
benim de ölmekten büyük bir korkum var
Reyhan Polat
2021-01-09T18:19:35+03:00Baştan sona çok beğendiğim bir şiir oldu. Etkili, hoş bir üslubunuz var, devamını bekliyor olacağım. Kaleminize sağlık.
Aslı
2021-01-09T16:16:42+03:00Ben bu şiiri çok sevdim, samimi buldum. Attila İlhan'ı anımsattı bana, belki de yanılıyorumdur. :) Kaleminize sağlık.
Yasemin Çargıt
2021-01-09T16:16:14+03:00Şiirlerinizi daha sık görmeyi çok isterim. Kaleminize sağlık kendine çeken bir diliniz var.
Atakan Aydın
2021-01-09T16:05:47+03:00Merhaba, şiirinizi bir öykü okur gibi hissettim betimlemeler ve ahenk unsurları biraz eksik olmuş olabilir