Uçurumun kenarındayım
Bir elimde hamallıktan kalma yüklerim
Bir elim uçurumu tutmakta
Taşıdıklarımın yorgunluğu geçti ama
Yara yaptı heybem sırtıma
Onun acısı geçmiyor
Kendi ayaklarını ezen biri gibi
Yürüdüğüm yolları tekrar çiğnedim
Sığmadı ayaklarım, ayak izlerime
Sırtında yükle yere daha sert basarmış insan
Haydi doldur merkep alışmış bir kere
Yük taşıya taşıya yük oldum kendime
Kanatlarım yok, uçurumdan korkmam da bundan
Ohoo yük mü bu da
Hamallığa alıştım
Korkmam bundan
Korkmam, bundan
Korkmamı anladım da
Ter kokmam gerekirken kan kokmamı anlayamadım
Bavulumu boş görmeme rağmen sürekli elimle yoklamamı anlamadım
Anlamıyorum yok olmayı
Ama bilirim yolla bir olmayı
Hamallığı seçmem de bundan
Altın pek değerli bir maden bilirim
Ama ağırdır da kerata
Senin değilse şayet taşıması hayli güçtür
Tıpkı bunun gibi
İşte tıpkı bunun gibi
Bazılarının mutluluklarının altında çok ezildim
Nʼolur benim de bir çeyrek de olsa altınım olsun artık
Bıktım kilo kilo altınları taşıyıp kuru bir hatıra ile ödeme yapılmasından
Atlas sırtında koca dünyayı taşıdı
Pek şahane
Sırtındaki seninse yük değildir,
Nasıl ki kimse şikayet etmiyorsa saçlarım yük diye
Atlasın da hakkı yok övünmeye ya da şikayete
Şikayet edecek biri varsa o da benim
Kaç dünya taşıdım
Bir deniz bile çalmadım hiçbirinden
Bir ağacı bile kendime almadım
Ben tanrı değilim haşa ama
Pek çok dünyayı koynumda saklamayı başardım
Deprem olduysa affedin beni dünyada
Taşırken ayaklarım takılmıştır arada zira
Kalbim kırılmıştır
Eski bir bina gibi küçük bir sarsıntıda lambalarım sallanmıştır
Hamalın evi yoktur
Eşyalar yüklenmez asansöre
Her asansörün kalbinin kaldırabileceği yük bellidir
Bir hamalın ne çektiği kimsenin umurunda değildir
Düşersen yere
Kızarlar hatta sana
Aman kırılmasın...
Kalbin değil
sırtındaki vazo değerlidir
Sadece ev taşımaz bir hamal
Bir kere yük taşımaya alıştın mı
Yük olursun zamanla...
Hiçbir hamal bunun farkında değildir
Zaten olsa, farkında olsa
Kendini yük diye taşımayı bırakır
Tavana sarılı bir urgana
Ağırlık etmesin diye bedeni kimseye
Asar gider, ruhunu göğe yükseltir
Büyüyünce hamal olmak isteyen bir çocuk
Annesinin kışlık odun diye topladığı
Evlatlarına aş için, bir sıcak yuva için
Sırtlandığı yükün altında kalınca karar verir buna
Anne bırak! Ben taşırım
Hamal oldum nasılsa
Bu ülkede hep hamal kadın olur zaten
Erkek de ha koca olmuş ha mal ne fark eder
Bir evlat boyundan büyük yüklere adıyorsa kendini,
Bu yük bir aileye bir ömür kışlık yakacak olarak yetebilir
Ama ana yüreği dayanmaz
Yanar içi cayır cayır
Beş dakikada tüketir
Hep söylerim kendime
Ana yüreği, çocuğun olmadan kullanılmaya başlanmalıdır
Her insan biraz ana olmalı
Yahut yüreğini hissetmelidir
Yoksa herkes yük olur başka bir insana
İyi bir hamal bir yükü görünce
Kaç okka çeker, ne kadar yorar anlar
Ne anlatıyorum ben, hamallık mı kaldı?
İnsanlar heybe taşımıyor artık,
En azından sırtlarında...
Vicdanının alacağı yük kadar hamal herkes
Dedim ya hamallık mı kaldı bu devirde
Bitti işte...
Bitti...