ölüm yakasında gülle gelmeyecektir

karanfilse karanfil, kırmızıysa kırmızı.

doymak nasıl yeni bir açlığa çağrıysa

ölmek de doğmak bir bakıma diğer tarafa.


yolculuk hiç bitmez

senin sonun başlangıcı onun

yüksek sesten deme

o göle, o güle kuruduğunu.

su çekilir sanarız fakat çekinmek bu

tanıdığı kayıklar ateşe düştüğünde biraz daha

talihe bak, kalır geriye hısımsız bir vaha


yere, yerin yüzüne nasıl bakarız hala

kaldı mı betondan payımıza toprak bir karış

türlü cehennemin kapısını aralamaya benzer

aslında sonumuzu başlatacak olan bu varış


ölüm yaralarımıza gülerek gelecektir.

etimse etim, kemiğinse kemiğin.

duymak, nasıl yeni bir çağrıya uymaksa

görmek de girmektir bir bakıma

eski sularına acıyan bu berzaha.