Hani vardır böyle içimizden çığlıklara boğulduğumuz, eşe dosta anlatsak da atamayacağımızı bildiğimiz o acı. Kapımız çalmasın isteriz, telefona gitmez elimiz... Devasının sadece yıllara dağılan parçaları olduğu, hatra geldikçe göğsümüzü büzüştüren. Öyle bir acı işte. Yok olmayı dilettiren.