Güneş uyumamıştı. Ağlayıp durup annemi ikna etmiştim. Birlikte dışarı çıktık. Parka gidecektik ama yolda kepçe gördük. Kepçeyi çok seviyorum. Kocaman bir kepçeydi. Bütün kepçelerden daha büyük. Güneş uyumadığından sıcaktan başım döndü. Kepçenin gölgesine oturdum. Otururken de demek ki güney uyumadan dışarı çıkmak tehlikeli diye düşündüm. Artık dinlenmiştim ve parka doğru koşmaya başladım. Salıncaklar ve kaydıraklar çok güzel görünüyordu. Merdivene tutundum ve elim yandı. Bir an korktum ve acıdı acıdı dedim anneme. Çünkü merdiven kolu çok sıcaktı. Annem elimi öptü ve bir anda elimin acısı geçti. Merdivenden zorlanarak çıktım. Kaydıraktan kaydım ve sıcaktan popom acıdı. Yine ağladım. Annem de yine bana sarıldı. Sonra evden çıkmadan annemin söylediklerini hatırladım. "Hava çok sıcak güneş uyusun öyle gideriz.", demişti. Söyledikleri doğruymuş. Bir daha dinleyeceğim annemi diye kendime söz verdim. Sonra annemle el ele eve doğru yola çıktık. Yolda giderken annemin sözünü dinleyip elini hiç bırakmadım. Birlikte dodoları, kepçeleri ve döndönleri görerek eve geldik. Çok yorulmuştum ve uyku vaktim gelmişti. Bir daha annemi üzmeyeceğimin de sözünü vererek uyudum. Hepimiz artık çok mutluyduk. Dodo, döndön, kaydırak, salıncak, ben ve Annem.