Ne oldu da bu hale gelindi? Nerede oldu o kopuş, nerede oldu o geriye sıçrayış? Sıçrayışlar hep ileriye doğru olmaz mıydı oysa ki? Bize öğretilen bu değil miydi? Her zaman iyi notlar almak, sevilen bir öğrenci olmak, başarılı olmak, ne istediğini biliyor olmak, yetenekli olmak, güçlü olmak, terbiyeli olmak, büyükleri kırmamak, zorla da olsa her istenilen yere götürülmek, istemediği dershaneye/okula gitmek, konu komşunun çocuğu ile kıyaslanmak ve her zaman onlardan daha iyi olmaya zorlanmak, iyi ve para kazandıran bir meslek seçmek, (ki insanlara övünülebilsin) ailesi ve durumu iyi birisi ile evlenmek, evliliğinde mutlu olmak, hemen çocuk sahibi olmak, çocuk sahibi olmadığı ve hala başkaları ile kıyaslandığı için mutsuz hissetmek ve kendini suçlamak... Tüm bunlar bizlerden bekleyenlerin belki de sadece birkaçı. Tüm bu normlara uymayınca da farklılıklarımızla yargılandığımız için mutsuz hissediyoruz. Aslında seçimleri yaparken mutluyduk ama artık mutsuzuz. Ve istediklerini elde ettiler; belki de birçok şeyden pişmanız, öyle olması adına var güçleri ile çabaladıkları için. Peki şimdi nasıl ileriye sıçrayacağız tüm gücümüzü kaybetmişken ağrılı bedenlerimizle?
Hareketsizlik
Yayınlandı