Hırslarımın hasadındandı ayrılışım. İyi ki, koleksiyoneri olma yolunda adımlar emekledim. Sessizce...
Ayrılışım, yaşımdan yaştı.
Vedalar mı? Kalanlar, sağ. Giderken, bencilliğim yüzüme vurulandı.
Oysa, virgüller hayatını kurtarıyordu kalemimin.
Şiir, kalbe dokunmalı.. Merak uyandırmalıydı. Say ki, her ikisi de halloldu... Ulaşılmak istemeyişim, burnundan kıl aldırmayanlar zümresine intikal ettirdi eleştirmenlerce şahsımı.
Şimdi bir şiir karalamaya sürüklüyor beni; Cihan Taşkan'ın Melankolik Beat'i "Hasat"
___________
Alttan çizgilerin üzerini ezsin sesinin tınısı..
Ey benim olamayan hislerimin, hissedarı.. Değiyor mu gözüne saçmalayışı'm?
Yıl yine döndü ay biter de.
Bir görünür bir gider adlar kirpiklerinde.
Ya kalbine indirdiklerin ?
Duruyor mu yerim hâlâ, ücralarında zihninin ?
Kırlangıçların çığlıklarında mı düşüyorum , hatırına ?
Düşüyorsun hatırıma, çığlıklarında kırlangıçların...
Yazıyor elim, kışın.
Yazıyor elim, kızın.
Gelip kalıcı mıyız?
Sığındığım deliliğe münhasır, delil teşkil eder mi yazdıklarım?
Saklıdır sandıklarımdaki hazineler, sil tuşunun gölgesinde.
Bir mana izli, farkında mısın sesinde?