Şair namzedinin kıskançlığını mübalağa ile anlatmaya çalıştığı, ilk beyit denemem olan naçizane Haset’i sizlere sunmaktan şeref duyarım. İyi okumalar dilerim.



Haset


Her sabah arz-ı aleme ışık saçsa ne olur

Tenine değdi diye güneşi kıskandım ben 


Yelkenler şişirip deryalar aşırsa ne olur

Saçına değdi diye rüzgarı kıskandım ben


Rengarenk açıp bahçeler cennet olsa ne olur

Ayağın ezdi diye toprağı kıskandım ben


Arşa ulaşıp yerlere perde etse ne olur

Hüzünle baktın diye gökleri kıskandım ben


Her gece kurdun rüyasına girerse ne olur

Işığını çalar diye mehtabı kıskandım ben


İçinde donanmalar boğulmuş olsa ne olur

Sular sen demez diye deryayı kıskandım ben


Gülün dalı yaprağı tenden incinse ne olur

Seni andırır diye çiçekler kıskandım ben


En maharetli eller dokumuş olsa ne olur

Kolların sardı diye kumaşı kıskandım ben


Tüm Dünya üstüme bir olup gelse de ne olur

Seni benden önce seven herkesi kıskandım ben


Gözlerim kararıp da ışığım sönse ne olur

Seni ilk o gördü diye Tanrı’yı kıskandım ben


Derviş