Berceste

Kalbimin ortasında ışık saçan bir noktasın

Sözüm damla hükümsüz kaldı

O an çağlayarak aktım, kabıma sığmayarak taştım

Kelimelerim manasız kaldı, cümlelerim hep devrik

Mecnun'un Leyla'sı, Ferhat'ın Şirin'i hikayeleri

Sırasıyla konu oldu radyo tiyatrolarına

Kalbimin o küt küt attığı anda belirdin tam içinde

Kendi katılığımda utandım, boynu bükük bir yetim gibi bakındım etrafıma


Berceste

O her şeyin kaskatı kesildiği anda tek esnek şeymişsin

Ben sevdaya susadım

Bir bedevi susamışlığı hatta bu yüreğimde kanayan

Çölde susuzken yeri geldi su oldun

Ağrı'da bir buz kütlesiymişsin geçen kıştan kalan

Denizde bir balıkmışsın üç gün önce oltaya takılan

Derin bir vaveyla koptu içimde

Bir hançer saplandı evvelime

Aklım almadı olanları, tesbih taneleri gibi ipe dizildi hayallerim


Berceste

Sözümün ve sükutumun altın rengi

Göklere uzanan rengarenk bir uçurtma buldum

Bahçede açan gülün yaydığı o mis gibi kokuya kapıldım

Cevabı bilinmeyen bir bilmece misali

Tüm bilinmezliklerinde kayboldum

Bir ailenin tek ihtiyacı mısın?

Bir ninenin torununa beslediği duygu mu yoksa?

Günahsız bir kulun sevapları?

Hangisisin sen?

Benim için en sevdiğim kitaptın oysa, daha dün rafa kaldırdığım

Dakikalar ilerledikçe geçti zaman

Acizliğimi gördü amalar, dinledi hayat hikayemi sağırlar


Berceste

Sonu hüsran bir ayrılık bu yaşadığımız ve kimsesi yok

İç güveysinden hallice yaşıyorum ne dil var ne de sessiz

Uçsuz bucaksız diyarlara göçmüşsün biletsiz

Pembe panjurlu evi havalandıran rüzgar bile halsiz

Beyaz sayfalara konu olmuş kalbin nefessiz kalmış

Gerektiği kadar savaşıp çabuk pes etmişsin

Sönen mumları tekrar yakmaya çalıştım

Gökkuşağının renkleri belirdi şamdanda

Bulutların arasında kaybolup gitmişsin

İstenmeden söylenen sözlerimiz vardı biliyorum

Farkında olmadan da ölümüne sevmişiz

Hala yağmurla mektuplaşıyor mu saçların?

Islanan kirpiklerinin ah-u zarı dolanıyor mu kainatı?

Anladım ten tene değmiyor gönül eremedikçe

Hicrana müptela bir can oldum

Buluşmaya vaktinden geç kaldığım yerdeyim

Geri dönmek mi? İşte o çaresiz


Şimdi sorarım sana Ey Berceste!

Vazgeçilmez misin?

Ne ben sensiz ne de sen bensiz olamaz mı?

Senin içinden sen geçerken içinden geçen yine ben miyim?