Şimdi mevsimlerden hazandır. 

Takvimler daha büyük yalnızlıklar için gün, gün incelir. 

Saatler hasreti üç geçede takılı kalmıştır. 


Batarken güneş, saplanır karanlık yüreğimin orta yerine.

Bilsemki yeniden gün doğacak,

Çıkartırdım bu mızrağı işlemişken en derine. 

Aydınlığa hasret, uykusuz bu gözler,

Yardım dilenirken dizelerden. 

Hissetseki bahar rüzgarları esecek,

Ruhum firar ederdi karanlıklar mapushanesinden.

Ey yetim söğüt dallarının başını okşayan!

Kavrulan başakların feryadına ses olan. 

Esmez misin bir çocuk ölüyor. 


Şimdi günlerden hicrandır. 

Saatler tekrar geceyi bulmak için durmadan döner. 

Dakikalar üç geçede takılı kalmıştır. 


Bir zifir tarafından kuşatıldım. 

Ellerim kelepçelendi, ayaklarımda prangalar var. 

Boynumdaki zincir esaretimdir, kaderimdir. 

Bu beden, bu köhne kodes ruhuma dar. 

Kurtulursam bir gün prangalarımdan, 

Sana doğru yürüyeceğim. 

Ellerim çözülürde, boynumdaki zincir çıkarsa eğer,

Başım dik bir şekilde sana geleceğim. 

Olurda gülümsemendeki o masum çocuğu görürsem,

Uğrunda savaşlar vereceğim. 


Şimdi saatlerden talandır. 

Saat hasreti üç geçiyor...